Pozitif yaşama dair neler yapıyoruz sorusuna verilen en samimi cevap

Bizler bu dünyada yolcuyuz, bugün varız yarın yokuz. İçimizi dökecek limanlar ararız bazen, bazende yağmurlu havada ıslanmak isteriz. Camdan bakıyorum yağmur sesi ve dağların arasından yükselen yolda giden araçlar, sanırım yoldan geçen her araç ayrı bir hayat.

Pozitif yaşama dair neler yapıyoruz sorusuna verilen en samimi cevap
Editör: adalet.tv
23 Haziran 2020 - 11:10
Reklam

Pozitif yaşama dair içimden geçenleri yazıyorum, yoldan geçen araç demişken düşünsenize her araç ayrı bir aile, ayrı bir hikaye, ayrı sorunlar, veya bir saniye pozitif düşünecektik hani... Her araç ayrı ayrı mutluluklar. Evet... Evet... Ayrı ayrı mutluluklar... Yaşıyoruz, yarını göremeden, yarın bizi neler bekliyor bilmeden. Dünü de unuttuk aslında, sahi dün nerede ne yapıyorduk? Neler düşünüyorduk? Bugün ne değişti hayatımızda? Zamanı geri alabilsek neler değiştirirdik hayatımızda. Kim bilir? Hayalini bile kurmuyoruz, neler değiştirmek isterdik kimleri hayatımızdan çıkartmak isterdik veya kimleri neleri hayatımıza eklemek isterdik. Belki de memnun kalırdık pek bir değişiklik yapmazdık... Bakın kararsız kaldık. Ama neydi kararsızlık da bir karar değil miydi? Karardı tabi ki. Kararsız kararlarımız. Düşünürken sonu olmayan uçsuz bucaksız kararsızlıklarımız ve karamsarlıklarımız. Düşündüklerimiz, hayallerimiz, biz... Sahi "biz" olabildik mi? Olamadık bence. Neden olamadık diye düşünmeye değer mi, her şey için değer.

Pozitif düşünelim, bugün çok saçmaladık. Konu dağıldı, pozitif düşüneceğiz derken konudan çok saptık. Dünyamızı güzelleştiren neler var acaba? Uyku, yemek yemek... der gibisiniz. Yanlış mı duyuyorum. Bu hayatımızdaki standartlar dünyamızı güzelleştiriyor mu, bence olmaz. Olmamalı da! Klişeler hayatımızı güzelleştiremez. Hayatımızı güzelleştirecek maddi şeyleri bir kenara koyarsak yeni insanlar hayatımıza renk katabilir. Yeni bir dost, yeni bir arkadaş veya çevremizde tanıdığımızı sandığımız bir arkadaşımızın yeni keşfedilmiş bir yönü. Düşünsenize insanlar hakkında iç sesimiz ile konuşup yorum yaparken kimse bizi duymuyor. Ama unutmayın karşımızdaki insanların da iç sesleri var ve onlarda bizim hakkımızda iç sesleri ile konuşuyorlar. Belki de iç seslerimiz karşılıklı olarak konuşuyordur ve bizler bu muhabbeti duyamıyoruz. Sahi iç seslerimiz de konuşup arkadaş olmuş mudur? İç seslerimiz de birbirini sevmiş midir? Iç seslerimiz de kalp kırmış mıdır? İç sesim seni duymak istiyor ama sen bu yazıyı içinden okuyorsun, iç sesin de okuyor. Bak aslında şu an sen bu yazıyı okurken iç seslerimiz bütünleşiyor. İç ses tonunu duyar gibiyim. Sen benim dünyam olabilirsin belki de! Belki de kitapların arasında kurumuş güllere de bir gün yağmur yağacak. Belki! Bu kadar belki ile "umutsever" olabilirdik ama biz hiç... Bak biz dedim, farkına varmadan sen bu yazıyı okurken biz olmuşuz.

Hadi güneş açsın araçlar motorlarını durdursun ve biz bizliğimiz tadını çıkartalım. Birlikte biz olmanın keyfine varalım, satırlar arasında gizli bizler oluverdik. "gizli biz" lugatımıza yeni yeni kelimeler kazandırdık, bu kadar yazım yanlışı ile bir kaç yeni kelimenin Türkçemize faydası olur mu bilmem ama laf arasında geçiştirmeyelim "gizli biz" satır aralarında saklı gizli biz. En derin duyguların saklı olduğu senin bu satırları okurken şapşal şapşal bakışların ve dur hatta şuan mini bir tebessümün ile gizli biz. Bak şuan sen hissetmiyorsun ama dışarıda gök gürlüyor, inceden bir yağmur, Haziran sıcağını bölen gök gürültüsünü önemsemiyorum çünkü sol yanım gizli biz diye birşey uydurdu, yıldırımlar düşüyor ama ben gizli biz'e takılı kaldım. Bu satırları okuyan binlerce kişi ile gizli biz oluverdik.

Çok şaşırdın di mi, sana özel yazılan bu satırları senin gibi binlerce hatta onbinlerce kişinin okuduğu gerçeği ile yüzleştin. "Bu satırları yazan adam da çok çapkın, baksana binlerce kişi ile aynı anda gizli biz oldu." dedin. Aldatılmış bir yüz ifadesi görür gibiyim, ama öyle bir durum yok. Yüzündeki gerginliği bırak! Rahatla, gevşe... Çünkü sen özelsin. Sen gizli biz'de ki "biz"sin. Sen osun, için huzurla dolsun, çünkü bu satırlar senin için yazıldı. Hadi kendini özel hisset, bak bunca harf bir araya gelip senin için anlamlı kelimeler kurup bir o kadar da anlamlı cümleler kurmaya çalışıyor, "harflerin savaşı" desek Türkçemize yeni bir tabir mi kazandırmış oluruz. Bugünlük lugatımıza daha fazla yenilik kazandırmayalım ağır gelir! Bu arada sen duymuyorsun ama dışarıdan gökleri yaran bir gök gürültüsü var, var da ki "r" harfini yazarken kafamı kaldırıp camdan dışarıya baktım ve dağların arasından süzülen o yolda siyah bir arabanın far ışıkları gözümü aldı. Gök gürültüsü ve far ışığı! Sahi o araçta acaba hangi hayatlar var. Başa dönelim birlikte ey gizli biz. Nereye gidiyor o araç, nereye varacak, belki de varamayacak, belki de derin hastalıkları olan bir araç sürücüsü ve onunda haberi yok bunlardan. Veya çok mutlu bir yaşam sürüyor. Bilemiyoruz... 300 metre uzakta bir far ışığı ve bilmediğimiz bir hayat, acaba o aracın şoförü kaç kez "gizli biz" olabildi. Bu satırları okusa sıkılırdı belki. Belki de okur ve mutlu olurdu, bilmediği tanımadığı bir adam bir far ışığından onu anlatıyor. Belkide binlerce okur gibi o da bu yazıyı okuyor, ya da dur! Bahsi artırıyorum. Belki de o farların sahibi sensin? Nereden bilebiliriz. Zor bir denklem oldu. Milyonlarca kişiyi zan altında bıraktım. Suç sabit, suçlu tek. Aracı üretenler de suç ortağı!

Yağmur şiddetini artırdı, üzerime tek damla yağmur tanesi düşmüyor ama kendimi ıslanmış hissediyorum şuan, gizli biz hissi içimi ısıtıyor sadece. Milyonlarca okuyucu ile gizli biz olduk ama ben "sen" diyorum, özelleştirdim, bu yazıya ulaşıp okuyorsan, sen olmuşsun...

Yağmur sağanak oldu bu arada, dışarıda koşuşan köpekler var, çok ıslanmışlar, sesleri geliyor. Doğa onları şu an üzüyor, belki de ihtiyaçları var buna. Bilemiyorum, sadece yazmak geliyor içimden ve bu satırları yazıyorum. Saçmalıyorum farkındayım, bak bir "gizli biz" bana saçmalattı. Sadece senin değil benim de yüzümde tebessüm oluşturdu şu an! Bir de parmaklarımda ağrı. Çok yazdım parmak uçlarım ağırdı, dışarıdaki sağanaktan ıslanmışlık hissi ile beraber yordun beni ey "gizli biz"

Bir sondaki yazımızda görüşmek üzere. Sen de yaz olur mu.

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 1 Yorum
  • Burçin Bostan
    3 yıl önce
    insanı kendi içinde yolculuğa ..insanı kendi içinde yolculuğa götüren güzel bir deneme olmuş