Gogol tarafından yazılan Palto kitabı, çok okunan Rus Edebiyatı'nda çok önemli bir yere sahip eserdir. Dostoyevski veciz bir ifadeyle 'Hepimiz Gogol'un Palto'sundan çıktık! dediği kitap toplumsal sorunlara değinir.
Devlet dairesinde çalışan bir memur olan Akakiy Akakiyeviç, özel kalem memuruydu. İsmi ise şurdan geliyordu. Annesi, memur karısıydı ve bebeğinin vaftizi için tüm hazırlıkları yapmıştı. Takvimden üç isim : Mokkiy, Sossiy ve Hozdazata anneye önerildi. Ama anne hiçbirini beğenmedi. Takvimden sıradaki üç isim önerildi. Bunlar ise: Trifily, Dula ve Varakhasiy. Bunları da beğenmeyen anne, bir kez daha şansını denedi. Ama yine istediği olmamıştı. Bunun üzerine oğluna babasının ismini vermeye karar verdi. Akakiy ismi böylece babasından ona geçmiş oldu.
Akakiy Akakiyeviç, devlet dairesinde kendi halindeydi. Kimseyle fazla muhbbet etmez, işini yapardı. Kağıtları veren kişi suratına fırlatır gibi kağıtları bırakırdı. Akakiy Akakiyeviç ise yaptığı işi bırakmadan kağıtları alır işi bittiğinde onları temize çekmeye başlardı.
Genç memurlar, onunla sürekli alay ederdi. Akakiy Akakiyeviç, bunlara hiç tepki vermez, kağıtları temize çekmeye devam ederdi. Ama en sonunda işini yapamaz boyuta geldiğinde 'Lütfen yapmayın! Neden bana böyle davranıyorsunuz? derdi.
Akakiy Akakiyeviç, işini çok severdi, iş arkadaşları ona beygir misali çalışıyor yakıştırması yapardı. Akakiy Akakiyeviç için varsa yoksa işiydi, giyimine önem vermez, harcama yapmazdı. Yıllık dört yüz rubleye yakın bir maaşı vardı ve bu duruma şükredi sessiz sakin yaşıyordu.
Petersburg'ta ünlü kuzey soğuğuyla mücadele etmek zorundaydı. Sabah 9'da işe giderken yolu olabildiğince hızlı geçmeye çalışırdı. Ama son zamanlarda omuz ve sırtının soğuktan donduğunu hissediyordu. Paltosunu incelediğinde iyice inceldiğini gördü. Memeurlar arasında bu palto alay konusu haline gelmişti. Palto değil de ona çul diyorlardı.
Akakiy Akakiyeviç, paltosunu terzi Petroviç'e götürmeye karar verdi. Petroviç'ten bahsedecek olursak asıl adı Gigoriy'di. Toprak kölesiydi, özgürlüğüne kavuşunca ona Petroviç dendi. Petroviç, özgür olduğundan beri haftasonları zil zurna sarhoş olurdu. Başlarda büyük bayramlarda sonraları ise bütün bayramlarda içmeye başladı.
Akakiy Akakiyeviç, Petroviç'in yanına giderken ne kadar tutacağını hesaplamaya çalışıyordu. İçeri girdiğnde Petroviç'in sinirli anına denk geldiğini gördü. Karısının ifadesiyle 'tek gözlü şeytan, yine içkinin esiri' dediği bi vakitte sipariş vermek isterdi. Böyle bir anda Petroviç, öereceği parayı hemen kabul eder, onu selamlar ve teşekkürler ederdi.
Akakiy Akakiyeviç, bu sırada paltoyu göstermeye başladı. Petroviç, dikilmeyecek kadar eski olduğunu söyledi.Akakiy Akakiyeviç, başlarda kabul edemese de yeni bir kaban diktirmeyi kabul etti. Bunun için daha az harcama yapacaktı, sokakta parmaklarının ucunda yürüyecek, taşlara çarpmayacak bu sayede ayakkabılarının pençeleri kısa sürede aşınmayacaktı. Çamaşırları eskisi kadar sık yıkamaya göndermeyecekti. Başlarda zo gelse de Akakiy Akakiyeviç bu duruma alışmıştı.
Akakiy Akakiyeviç, Petroviç ile çarşıya gidiyor, kumaşlara bakıyordu. Sansar kürkü yerine kedi kürkü tercih etmişlerdi. En sonunda palto bitti ve Akakiy Akakiyeviç teslim aldı. Bu onun için yaşamının en görkemli günüydü. İşe gittiğinde herkes merak edip bakıyordu. Gerçekten çok güzel olmuştu paltosu. Bunun kutlaması için Akakiy Akakiyeviç'e yemek daveti vermesini söylediler ama buna sıcak bakmadı Akakiy. Başka bir arkadaşı palto kutlaması için kendi evine davet etti. Akakiy Akakiyeviç'in evine uzak olsa da uzun süredir dışarı çıkmadığı için etrafı seyrederek yol alıyordu.
Şef yardımcısının evine vardığında, memurlar yine övgü yağdırmaya başladılar paltoya. Akakiy Akakiyeviç'in hoşuna gidiyordu bu durum. Veda vakti geldiğinde Akakiy Akakiyeviç yola koyuldu. Giderken 'Hey, bu palto benim!' diye bağırdı adamlardan biri. Akakiy Akakiyeviç, İmdat' diyecek olduysa da diğer adam yüzüne yuruk indirdi.
Paltoyu aldıklarını hayal meyal hatırlıyordu. Eve geldiğinde ev sahibi onu o halde görünce çok şaşırdı.Ona Bölge Emniyet Müdürü'ne gitmesini söyledi. Akakiy Akakiyeviç, oraya gittiğinde o kadar değişik sorulara maruz kaldı ki soruşturma olacağını öğrenmeden oradan ayrıldı.
Memurlardan biri ona nüfuzlu birine gitmesini söyledi. Bunun üzerine Akakiy Akakiyeviç mühim kişiye gitmeye karar verdi, uzun bekleme sonucu yanına gittiğinde mühim kişi ona 'Ne istiyorsun' dedi. Akakiy Akakiyeviç zaten korka korka girmişti içeri. Mühim kişi iyice öfkelendi ve kızmaya başladı. Akakiy Akakiyeviç, oldukça kötü bir halde oradan ayrıldı eve geldi. Durumu çok kötüydü. Ertesi gün ateşi iyice yükseldi. Sürekli sayıklıyor, Paltodan bahsediyordu. En sonunda Akakiy Akakiyeviç son nefesinni verdi. Sanki bu kentte hiç yaşamamıştı. Birkaç gün sonrav evine odacı gönderildi ve öldüğü bu şekilde öğrenildi.
Sonralardan Peterburg'ta bir söylenti yayıldı. Kalinkin Köprüsü civarında memur kılığında bir hortlak geçen herkesin paltosunu alıyordu. Kimse onu yakalayamıyordu. Mühim kişiye gelecek olursak Akakiy'in öldüğünü duyunca çok üzülmüş, vicdan azabı çekmişti. Bir gün yolda giderken yakasında güçlü bir eli hissetti. Hortlak onun da paltosunu istiyordu. Bu adamın Akakiy olduğunu dehşetle farketti. Yüzü kar kadar beyazdı. Hortlak ona şunları söyledi: 'Asıl aradığım senin paltondu, sen benimki çalındığında kılını bile kıpırdatmadın.' Bunun üzerine mühim kişi paltosunu çıkardı ve olabildiğince uzağa fırlattı. Bu günden sonrada emrindeki memurlara 'Bu ne cüret' Benim kim olduğumu biliyor musunuz? gibi sözleri az söylemeye başladı. O günden sonrada hortlak ortalıkta görülmedi.
Palto, palto kitabı, gogol palto, gogol'un palto kitabı, palto kitap konusu, palto kitap özeti, palto kitap yazarı, paltonun yazarı kimdir, gogol palto kitabında ne anlatır
