Gözaltına alınan DHKP/C terör örgütü üyelerinin tavırları neden farklı?

Terör örgütü DHKP/C üyeleri, polis ve jandarma ekipleri tarafından gözaltına alındıklarında diğer örgütlerden farklı tavırlar sergiledikleri basına yansımaktadır. Örgütün gözaltında farklı tavır sergileme nedeni ve DHKP/C terör örgütü ile ilgili genel değerlendirme haberimizde.

Gözaltına alınan DHKP/C terör örgütü üyelerinin tavırları neden farklı?
Editör: adalet.tv
14 Haziran 2021 - 19:44
GÖZALTINA ALINAN ÖRGÜT MENSUBU ŞAHISLARIN TAVIRLARI - DHKP/C terör örgütüne yönelik operasyonlarda ele geçen Haklar ve Özgürlükler Platformu tarafından Nisan yayıncılık aracılığı ile basılan “Gözaltına Alındınız Ne Yapmalısınız?” isimli kitapçıkta DHKP/C örgüt üyelerinin polis yâda jandarma gibi kolluk kuvvetleri tarafından gözaltına alındıktan sonra belirlenen talimatlar doğrultusunda gözaltında bulundukları süre içerisinde gösterecekleri örgütsel tavırlar anlatılmış olup kitapçık içeriğinde;

Gözaltına almanın şartları kısmında; “Yine her şeye karşın gözaltına alınmanız durumunda bundan ailenizi, yakınlarınız, haberdar edebilmenin koşullarının yaratabilmelisiniz. Bunu sağlamanın temel yolu, polisin sizi kaçırdığını, adınız ve haber verilmesi gereken yeri çevrenizin duyacağı şekilde haykırmak ve slogan atmaktır. İNSANLIK ONURU İŞKENCEYİ YENECEK!... Bu slogan hemen her şeyi açıklar aslında... Gözaltına alınan kişinin devrimci - demokrat olduğunu, gözaltına alanların polis olduğunu ve söz konusu kişi işkenceyi teşhir etiği gibi işkence karşısındaki tutumundan mesajıdır aynı zamanda. Bu zorunlu ve gereklidir.” şeklinde ibarenin yer aldığı;

Gözaltında ifade almak kısmında; “Polis ve jandarmanın işkence hanelerinde ifade almaları karşısında yapılacak tek şey vardır; ifade vermemek, ifade tutanağını imzalamak ve sizi suçlayacak hiçbir belgeye imza atmamaktır.” şeklinde ibarenin yer aldığı;
Üst arama tutanağı kısmında; “Polis üst araması adı altında onursuz aramaya çeşitli kılıflar bulsa da her zaman, polisin bu kılıflarının kabul edilmeyeceği açıktır.” şeklinde ibarenin yer aldığı;

Gözaltında Halka İhanet Ettirme, Ajanlaştırma Faaliyetleri kısmında; “Karakola ve şubeye götürülenler polisin ajanlaştırma saldırına maruz kalırlar. Zira polis gözaltına aldığı herkese, hatta sokakta alıp kaçırdığı insanlara ajanlık, muhbirlik teklif eder. Bunun içinde önce çeşitli vaatlerde bulunur. Kabul ettirmediğinde ise, tehditlere başlar. Bir yandan insanların zayıf yanlarını bulup oralara hitap etmeye çalışır. Vaadleri arasına şubeden serbest bırakma olabileceği gibi kadın, para, iş olanağı sağlama, ev, araba gibi olanaklar da sunmaktadır. Ajanlaştırma polisin sıkça başvurduğu yöntemlerdendir." şeklinde ibarenin yer aldığı görülmüştür.

Özetle DHKP/C terör örgütü tarafından örgüt üyelerine gözaltında bulundukları süre içerisinde AÇLIK GREVİNE GİTME, PARMAK İZİ VERMEME, ÜST ARAMASININ YAPILMASINA İZİN VERMEME, MAHKEME KARARINA İSTİNADEN TÜKÜRÜK ÖRNEĞİ VERMEMEK İÇİN DİRENME gibi konularda uymaları gereken kuralların yazılı olarak öğretildiğinin tespit edilmiştir.

"YÜRÜYÜŞ" İSİMLİ DERGİ'NİN DHKP-C ÖRGÜTÜ İLE BAĞI:
Terör örgütlerinin faaliyet yürüttükleri bölgelerde bir merkez belirlemek suretiyle faaliyetlerini tek merkezden yürüttükleri, bu merkezlerde ideolojik eğitim ve toplantılar düzenleyerek örgütsel faaliyetlerde bulundukları, Örgüt içerisinde YÖNETİCİ konumda bulunan şahısların bu merkezleri kullandıkları örgüt yöneticilerinin merkezlerde yapılan örgütsel görüşmelerle örgütün faaliyetleri yönlendirdiği, yine terör örgütlerinin tabanlarına mesaj vermek ve açık alanda faaliyet göstermek amacıyla çeşitli gazete, dergi, broşür, bildiri ve web adresleri oluşturduğu bilinmektedir.

Söz konusu derginin Bağımsızlık Demokrasi Sosyalizm İçin Yürüyüş ismiyle 22 Mayıs 2005 tarihinde yayınlanmaya başlandığı ve günümüze kadar (513) sayı olarak yayınlandığı,
Emperyalizme ve Oligarşiye Karşı Yürüyüş ismini kullanarak ise 24 Ağustos 2008 tarihinde yayınlanmaya başlandığı ve günümüze kadar (23) sayısının çıkarıldığı, Halk Gerçeği ismini kullanarak 06 Nisan 2008 tarihinde yayınlanmaya başlandığı ve günümüze kadar (22) sayısının çıkarıldığı, söz konusu yayınların içeriğinde DHKP/C terör örgütünün görüş ve fikirleri doğrultusunda yayın yaptıkları tespit edildiğinden dolayı Sulh Ceza Mahkemeleri ve Ağır Ceza Mahkemeleri tarafından “Terör Örgütü Propagandası Yapmak, Suçu ve Suçluyu Övme vb” gerekçelerden dolayı, Bağımsızlık Demokrasi Sosyalizm İçin Yürüyüş isimli dergi ile ilgili olarak günümüze kadar (117) adet, Emperyalizme ve Oligarşiye Karşı Yürüyüş isimli dergi ile ilgili olarak ise (5) adet toplatma, el koyma, süreli yayın durdurma ve satış, dağıtım yasağının konulması kararının verildiği tespit edilmiştir.

Bağımsızlık Demokrasi Sosyalizm İçin Yürüyüş isimli derginin günümüze kadar çıkarmış olduğu sayıları incelendiğinde; DHKP/C terör örgütü açık alan yapılanmaları Halk Cephesi, TAYAD, Gençlik Dernekleri Federasyonu, Devrimci İşçi Hareketi (DİH), Devrimci Memur Hareketi (DMH) gibi oluşumlar ile ilgi haberlerin yer aldığı, bu oluşumlar tarafından gerçekleştirilen eylem ve etkinliklere yer verildiği, ölen örgüt mensuplarının sözde halk kahramanı olarak tanıtıldığı bu şekilde örgütün tabanına mesaj verilmeye çalışıldığı, THKP/C terör örgütü kurucusu ve lideri Mahir ÇAYAN ve DHKP/C terör örgütü lideri Dursun Karataş’tan “Önder” ve “Dayı” şeklinde bahsedildiği, derginin birçok sayısında Dursun Karataş’ın fotoğrafının yer aldığı tespit edilmiştir.

DHKP/C terör örgütüne yönelik çeşitli tarihlerde gerçekleştirilen operasyonlarda yakalanan şahısların ifadelerinde Yürüyüş Dergisi ile DHKP/C terör örgütü arasındaki ilişkiyi ortaya koymuşlardır.

DHKP/C terör örgütü ile ilgili olarak yapılan çalışmalarda örgütün TEMEL METNİ (Kuruluş Kongre Belgeleri) Gizli Tanık, tanık, şüpheli ifadeleri, örgütün PASS sistemi, YÜRÜYÜŞ dergisinin yayınları, derginin bürosunda yapılan arama birlikte değerlendirildiğinde;
-YÜRÜYÜŞ isimli derginin DHKP/C terör örgütünün bir kurumu olduğu,
-Yürüyüş Dergisi irtibat bürosunun örgütün Kongre Belgelerinde tanımlandığı şekilde örgütün İstanbul’da bulunan karargâhı olduğu,
-YÜRÜYÜŞ isimli derginin irtibat bürosunun örgütün üst düzey yöneticileri tarafından örgütsel amaçlı kullanıldığı,
-YÜRÜYÜŞ isimli dergide bulunan şahısların örgütün diğer unsurları ile ORGANİK bağ kurmak suretiyle de irtibatlı olduğu,
-KONGRE BELGELERİNDE DEMOKRATİK MEVZİ olarak belirtilen yapılanmalar arasında Yarı-İLLEGAL kurumlar olarak belirtilen tanıya bahse konu büronun uygun olduğu,
-Bahse konu büroda illegal dokümanların olduğu bunların polis operasyonu sırasında yakılmak suretiyle yok edildiği ve büroda bulunan çelik kapıların bu amaçla kullanıldığı tespit edilmiştir.

Yürüyüş isimli derginin DHKP/C terör örgütünün, mevcut örgüt kadrolarına mesaj vermek, kitlelerin ideolojik bilinçlerini dinç tutmak, gündeme ilişkin terör örgütünün ideolojisi çerçevesinde kamuoyu oluşturmak ve açık alan faaliyetlerini sistematik bir şekilde sürdürmek amacıyla terör örgütü faaliyetleri çerçevesinde ve güdümünde yayın yaptığı değerlendirilmektedir.

ÖRGÜTLE İLGİLİ GENEL DEĞERLENDİRME:
DHKP/C terör örgütünün Yargıtay 9. Dairesi tarafından 1996/1935 Esas numaralı ve 1996/4324 Karar numaralı, 9-32297 Tebliğ namesiyle cebir ve şiddet kullanarak, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının öngördüğü düzeni ortadan kaldırarak, bu düzen yerine başka bir düzen kurmayı amaçlayan Silahlı Bir Terör Örgütü olarak kabul edilmiş, silahlı terör örgütü olarak kuruluşundan itibaren ülkemizde çok sayıda eylem gerçekleştirmiş, birçok sivil vatandaş, polis, adli ve idari yöneticilerin yaşamını yitirmesine, yaralanmasına sebebiyet vermiştir. Bu örgüt BM Güvenlik Konseyinin Terörle mücadeleye ilişkin kararı çerçevesinde düzenlenmiş olan AB Terör örgütleri listesinde yer almaktadır. Örgüt 8 Ekim 1997 tarihinde ABD, 26 Ocak 1998 tarihinde Almanya, 29 Mart 2001 tarihinde İngiltere Birleşik Krallığı ve 2 Mayıs 2002 tarihinde AB Terör hareketleri listesine geçmiştir.

DHKP/C terör örgütünün asıl hedefinin; silahlı saldırılar neticesinde ülkeyi bir iç bunalıma sürüklemek, kitlesel ayaklanmalar çıkarmak, akabinde kitleleri silahlandırarak halk ordusuna geçiş yapmak son olarak da silahlı devrimi gerçekleştirmek olduğu; gerek DHKP/C terör örgütünün temel-kuruluş metinlerinden gerek örgütün basın yayın organlarından gerekse de yapılan eylemlerden açıkça anlaşılmaktadır. Yukarıda kısaca izah edilen silahlı devrim aşamaları, örgüt içerisinde PASS (Politikleşmiş Askeri Savaş Stratejisi) olarak geçmektedir. Normal şartlarda, bir örgütün iktidarı ele geçirmesi için sadece bir YÖNTEM konumunda olabilecek PASS stratejisi ve kaos oluşturmak; DHKP/C terör örgütü için temel hedef olarak belirlenmiştir. Bugün DHKP/C terör örgütü için yıkmak-zarar vermek-kan dökmek asli amaç haline gelmiştir.

DHKP/C terör örgütü bu tür kanlı eylemleri yapabilmek için; örgütün çarpık mantalitesine sorgusuz inanmış bireylere ihtiyaç duymaktadır. DHKP/C bu ihtiyacını diğer tüm örgütler gibi genç kesimlerden sağlamaktadır. DHKP/C terör örgütü bugün sınırlı sayıdaki genç kitlesini; DEV-GENÇ adı altında toplamıştır. Bugün Türkiye’de bulunan “GENÇLİK DERNEKLERİ” DHKP/C terör örgütünün gençlik yapılanmasının toplanma, eğitim ve illegal eylemlerinin koordinasyon merkezleridir.

Gençlik Federasyonu gelişigüzel kurulmuş ve daha sonra örgüt tarafından ele geçirilmiş demek olmayıp; bizzat örgüt tarafından kurulan ve hiçbir şekilde DHKP/C terör örgütünün emir ve talimatları dışına çıkmayan yapılanmadır. Örgüt talimatıyla kitlesel eylem yapan elemanlar talimat üzerine sorgulamadan insan öldürebilecek örgüt mensupları örgüt tarafından aşama aşama temin edilmektedir.

Yine aramada elde edilen örgüt mensuplarına ait fotoğraflarla DHKP/C terör örgütü silahlı mensuplarının birer ekol olarak sunulması, Polis-Devlet-Adalet mekanizmalarının ise düşman olarak tanımlanması; Gençlik Federasyonu’nun, örgüt adına şiddeti ne kadar benimsediğini ortaya koyması açısından önemli olduğu değerlendirilmektedir.

Yine DHKP/C terör örgütü adına silahlı bombalı eylem gerçekleştiren örgüt militanlarının resimlerini asarak adeta birer kahraman edasıyla tanıttıkları ve Gençlik Federasyonu binasına gelen şahısları silahlı eyleme teşvik ettikleri ayrıca, DHKP/C terör örgütü “Yürüyüş” ve “Dev-Genç” isimli dergiler üzerinden örgüt mensuplarına fikir ve ideoloji vermek amacıyla örgüt adına silahlı ve bombalı eylemlerde bulunan örgüt mensuplarının fotoğraflarını yayınlayarak onları sözde “HALK SAVAŞÇISI” olarak gösterip silahlı mücadeleye teşvik ettikleri değerlendirilmektedir.

DHKP/C terör örgütü ülkemiz için büyük bir tehdit olarak faaliyetlerine gizli bir şekilde devam etmektedir. Örgüt geçtiğimiz yıllar içerisinde polis ve askerlerimizi şehit etmiştir. Hatta makam odasında şehit edilen savcı Mehmet Selim Kiraz'ın failleri de DHKP/C terör örgütünün üyeleridir.
adalet.tv / analiz

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum