Mükerrir hapis cezalarının infazında yaşanan sorunlar

Türk Ceza Kanununda (TCK) 58. maddesi ile mükerrirlik şartları açıkça belirtilmiştir. TCK 58 maddesinin uygulandığı dosyalar mükerrir olarak infaz edilir.

Mükerrir hapis cezalarının infazında yaşanan sorunlar
Editör: adalet.tv
08 Temmuz 2020 - 19:20
Reklam

Mükerrir olarak infaz edilen hapis cezaları 15 Nisan 2020 tarihine kadar ¼ indirim oranı uygulanıyordu. Ancak yeni infaz düzenlemesi ile indirim oranı 1/3 olarak hükümlülerin lehine güncellenmiştir. Buraya kadar bir sorun bulunmamaktadır.

Adli veya örgüt süreli hapis cezaları 2. kez mükerrir olduğu zaman indirimsiz infaz edilir. Yani hükümlü 10 yıl hapis cezası almış ise ve 5275 sayılı yasanın 108/3 maddesi ile 2. kez mükkerrir olduğu belirtilmiş ise bu cezayı 10 yıl bir fiil infaz edecektir. Aynı hükümlünün sırada bekleyen üst sınıra bağlanmış 28 yıl hapis cezası var ise; hükümlünün yatacağı süre 28 yıl + 10 yıl yani 38 yıl olacaktır. Burada yasada boşluk bulunmaktadır. Bu durum hükümlü lehine yorumlanmalıdır. Yani 2. kez mükerrir olan ilamları infaz edilirken diğer cezaları sırada beklememelidir. Hükümlünün infaza gelen bütün cezaları içtima edilerek, yeni infaz yasası ile birlikte mükerrir cezaları için belirtilen 32 yıl üst sınırına bağlanmalıdır. (toplam bütün cezaları yatar süresi 32 yılı geçiyor ise)

YASA HÜKÜMLÜ ALEYHİNE İŞLEMEZ

Bu tarz benzer dosyalarda yasayı yorumlarken hükümlü aleyhine yorumlamak mağduriyet doğuracağından adalet.tv ailesi olarak bizim öngörümüz üst sınıra bağlanan cezalarda hükümlünün diğer cezalarını (adli para veya farklı infaz rejimine tabii cezaları) sırada bekletmek yerine içtima ettirilerek üst sınırı geçmeyecek şekilde infaz edilmelidir. Aksi düşünüldüğünde infaz aşamasında uygulanan kanun maddeleri hükümlüye verilen bir ceza niteliği taşır ve mağduriyetlere neden olur.

01 Haziran 2005 öncesi ve sonrası olmak üzere, adli para cezaları ve mükerrir olan cezalar üst sınıra bağlanarak infaz edilmesi hukuken en makul olandır.

Özellikle 2. kez mükerrir olan cezaların üst sınırı geçen dosyalarda ayrı infaz edilmesi lehe düşünülmelidir. Bu hususta uygulama bütünlüğü sağlanarak yerel savcılıklar nezdinde yoruma bırakılmaması gerekmektedir.