Bebeklerde normal motor gelişim nasıl olur?

Bebekler, annelerine koruma ve beslenme amaçlı içgüdüsel olarak sıkı sıkıya bağlıdır. Bu ihtiyaçları kendisinin yapabilmesi için zamanla belirli basamaklarda gelişim göstermesi gerekir. Bebekler doğduklarında bir takım reflekslerle doğarlar. Çoğunu anne adayları bilse de bazı motor gelişim basamakları ve reflekslerin varlığından haberleri yoktur. Reflekslerin olmaması, gereğinden aşırı tepki vermesi veya gelişim ayına bağlı uzun süre kalması bazı problemlerin göstergesi olabilir. Bu konu hakkında detaylı bir yazı ile karşınızdayız.

Bebeklerde normal motor gelişim nasıl olur?
Editör: adalet.tv
30 Aralık 2020 - 07:58

BEBEKLERDE NORMAL MOTOR GELİŞİM
Öncelikle gelişim her varlığın yaşamını devam ettirmek için geçirdiği değişikliklerin genel adıdır. İnsanda beceri ve yeteneklerin gelişiminin başlangıcı döllenmedir. Gelişim anne karnında başlar ve doğduktan sonra bunun devamı gelir. Gelişim belirli bir yaşa kadar pozitif yönde seyir gösterirken orta yaştan sonra gerilemeye başlar. Hız her yaşta farklılık gösterir. Gelişimin en hızlı olduğu dönem sanılanın aksine anne karnındaki yani prenatal dönemdir. Doğumdan sonraki ilk 2 yıl gelişim hızı en yüksek seviyededir. Bu dönemde bebeği ne kadar çeşitli uyaranlarla uyarırsak beyin gelişimi için o kadar faydalı olacaktır. Bebekte herhangi zihinsel veya bedensel bir problem olduğunda da bu dönemde tanı konması fizik tedavi ve diğer tedaviler açısından büyük fayda sağlayacaktır. Bu dönemi 5-6 yaşa kadar uzatabiliriz. Gelişim kalıtım ve çevresel faktörlere bağlı değişkenlik gösterir. Bununla ilgili birden fazla çalışma bulunmaktadır. Çevresel faktörler sadece doğumdan sonra etkili değildir, hamilelikten önce maruz kalınacak durumlar örneğin annenin doğum hapı kullanması, sağlıksız beslenmesi, stres, sigar, alkol, yaş, radyasyon, hastalık gibi faktörlerde bebeğin gelişimini etkiler. Örneğin aşırı stres durumunda sempatik sinir aktivasyonu altına gireriz. Kalbe ve iskelet kaslarına giden kan miktarı artar ve plasentaya gerekenden daha az kan gider. Uzun süreli durumda plasentanın beslenmesi bozulur. Doğum esnasında bebeğin gelişimine etki eden çevresel faktörler ise bebeğin oksijensiz kalması, bebeğin başına beklenmeyen basınç ve travmalardır. Natal dönem travmalarından biri bebeğin doğum esnasında koldan çekilmesi sonucu meydana gelen brachial Plexustur. Doğum sonrası etki eden faktörlere değinecek olursak bunlarda bağlılık, çocuk yetiştirme yöntemleri ve cinsiyettir. Kız çocuklarda ince motor beceriler daha gelişmişken, erkeklerde kaba motor beceriye yatkınlık daha fazladır.

Olgunlaşma gelişim sürecinin en önemli etkenlerinden biridir. Bu türe özgü yeteneklerin zamanla ortaya çıkmasıdır. Kendiliğinden meydana gelen bir olaydır, bir çabaya gerek yoktur. Herhangi bir yeti için zamanı gelmeden yaptırma, öğretme gibi bir olanak yoktur. Her yeteneğin bir zamanı vardır. Kas-iskelet sistemi ve kognitif sistemi hazır olduğunda bu yetenek ortaya çıkmaya başlar.

Öğrenme de gelişim sürecinde olgunlaşma gibi önemli bir rol oynar. Öğrenme, yaşantı sonucu veya tekrarlamaya bağlı ortaya çıkan kalıcı davranış değişikliğine verilen isimdir yani herhangi bir aktivite veya becerinin kalıcı olmasıdır. Öğrenme kişiden kişiye değişkenlik gösterir. Öğrenme ve eğitim olmazsa gelişim belirli bir basamağın üzerine çıkamaz. Örneğin konuşma çağına gelmiş bir çocuğa uyaran verilmezse onunla iletişime geçmezse konuşmasında eksiklikler olur veya hiç gelişemez. Öğrenmenin gerçekleşmesi için kuvvetli uyarımlara ihtiyaç vardır. Stres, kaygı, baskı altında yapılan eğitim öğrenmeyi engeller.

Normal gelişimde çevrenin mi yoksa genetik faktörlerin mi daha çok etkili olduğu konusunda çeşitli teoriler ortaya atılmıştır. Bazıları günümüzde geçerliliğini yitirse de yine de hepsinden bahsedelim. İlk teori Olgunlaşma (NÖROMATÜRASYON TEORİSİ) Teorisidir. Bunda Merkezi sinir sistemi geliştikçe çocuk bir üst basamağa ilerler. Gelişim önceden programlanmıştır. Gelişiminde çevresel faktörlerin etkisi yoktur. İkincisi Motor Gelişim Teorisidir. Bu teoriye göre bebek doğduğunda MS kontrolü altındadır. MS’de spinal refleksleri yönetir. Doğumdan sonra bebek MS refleksleri altında kalır. (Emme, arama, kavrama) Zamanla bu refleksler orta beynin gelişimiyle görevini beyin sapı reflekslerine bırakır. (Düzeltme reaksiyonu) Korteksin gelişmesiyle kompleks hareketler meydana gelir. Üçüncü teori Davranış (KOGNİTİF TEORİ) teorileridir. Çevrenin etkisi çok önemlidir ve motor gelişim pekiştirme ve öğrenme yoluyla olur. Günümüzde geçerli olan son teori ise Dinamik Sistem Teorisidir (BİRİNCİ SİSTEM TEORİSİ). MSS sistem, kas iskelet sisteminin yanı sıra çevresel faktörler gibi birden çok faktörün gelişimi etkilediğini savunurlar.

Normal gelişimi sınıflara ayırırız. Bunlar fiziksel, motor, dil, bilişsel ve sosyal gelişimdir. Motor gelişim büyüme ve MSS gelişimine bağlı organizmanın hareket kazanmasıdır. Bu gelişimin birden çok amacı vardır. Bunlar:

Vücudu graviteye karşı kontrol edebilmek

Gravite merkezini destek yüzeyi içerisinde tutabilmek

Postürü stabilize ederken distal kısımlarda hareket edebilme becerisinin kazanılmasıdır.

Motor gelişim, Duyu sistemine (vestibüler, vizüel, somatosensorial), MSS, ve kas iskelet sistemine bağlıdır.  İnce motor gelişim daha küçük kas gruplarını kapsar ve el-parmak hareketlerini içerir. (Yazı yazma, makasla kağıt kesme) Kız çocuklara ince motor beceri erkeklere göre daha fazla gelişim gösterir. Kaba motor gelişim ise daha büyük kas gruplarını kapsar. Tüm vücut hareket eder veya pek çok kısım hareket eder. Yeni beceriler yaşına uygun yeni ihtiyaçlar ortaya çıktığında da kazanılabilir buna’ Fonksiyon İle Randevu’ denir.

Kazanılan motor becerilerin çocuğun yaşına uygun olması gerekir. Bu gelişim basamakların takibi herhangi bir rahatsızlığın tespit edilmesinde kullanılır.

REFLEKSLER

Yeni doğan refleksleri (primitif refleks) doğumdan itibaren bebekte mevcuttur ve bazı amaçlar doğrultusunda ortaya çıkar. Arama refleksi yanağına dokunulduğunda başını o tarafa çevirmesidir. Emme refleksi ile birlikte çalışır. 0 ile 3-4 ay arası görülür. Emme refleksi ise anne karnında başlar, bebeğin dudağına hafifçe dokundurulduğunda veya parmak yerleştirildiğinde emme hareketi ortaya çıkar.  Bu 2 refleks beslenme adaptasyonu için meydana gelmiştir. Koruma amaçlı ortaya çıkmış Moro refleksinin varlığı da normaldir. Bebeğin destek kaybı sonucu sıçraması, bezi değişirken huysuzlanması, ani gürültüye karşı uyarılması, baş desteğinin çekilmesi durumunda kollarını yana açması bu refleks sonucu ortaya çıkan tepkilerdir ve bebeğin sağlıklı olduğunu gösterir. Genellikle 4-6 ay arası kaybolur. Palmar kavrama refleksi ise parmağımızı avuç içine yerleştirdiğimizde kavramasıdır. 0 ile 3-4 ay arası görülür. Plantar kavrama refleksi, ayak parmak köküne yapılan bası sonucu parmakların flexiona gitmesidir. Adım alma refleksi düz bir yüzeyde destekli bir şekilde bebek tutulduğunda adım almasıdır. 0 ile 2 ay arası görülür. Babinski R. Topuktan parmaklara doğru ayağın altı acıtmayan bir cisim ile çizildiğinde parmaklarını extansiona almasıdır. Emekleme Refleksi, bebek yüzüsütü yatarken ayak tabanlarından destek verildiğinde bacaklarını hareket ettirip emeklemeye çalışmasıdır. Yüzme refleksi bebek suya bırakıldığı zaman kol ve bacaklarıyla ritmik bir şekilde yüzme benzeri hareketler yapmasıdır.

Galant refleksi, bebeğin üzerinde kıyafet yokken omuzdan kalçaya doğru deri sıvazlanır ve uyarı verilen tarafa doğru gövde de lateral flex meydana gelir. Baş boyun düzeltme reaksiyonu ileride dönme hareketi için hazırlıktır. Baş bir taraf çevrildiğinde vücudun bir bütün şeklinde o yöne dönmesidir. 6 aya kadar olması normaldir. 6. Aydan sonra ise vücut düzeltme refleksinin devreye girmesi gerekir. Bu da baş bir tarafa çevrildiğinde vücudun kısım kısım dönmeyi gerçekleştirmesidir. Dönme sıralaması baş, omuz, pelvis ve bacaklardır. Bu kısımda daha fazla refleks ekleyebiliriz. Bahsettiğimiz reflekslerin varlığı, oluşum ayı, olması veya olmaması ve erken tespiti uygulanacak tedaviler için çok büyük avantaj sağlar.