İyi hal indiriminden vazgeçmek mi yoksa infaz yasasını kaldırmak mı?
Kadın cinayetleri ile birlikte uzun süredir tartışma konusu olan mahkeme hakiminin yapmış olduğu iyi hal indirimleri konusuna farklı bir açıdan bakma ihtiyacı duyduk. Adalet.tv ailesi olarak “iyi hal indirimi” konusuyla ilgili düşüncelerimiz özel haberimizde.
Editör: adalet.tv
09 Mart 2022 - 12:25
Özellikle cinayet suçlarında tepki çeken iyi hal indirimi konusu mahkeme hakimlerini zan altında bırakmaya devam ediyor. Bu konuyla ilgili yasal düzenleme yapılacağı açıklandı. Mahkeme hakimleri kendilerine tanınan TCK 62. Maddesi kapsamındaki yetkilini kullanarak kanunu yasal çerçeveler içerisinde uygulamaktadırlar. Bazı sembolik ve medyatik davalarda bu konu ülke gündemini uzun süre meşgul etmektedir. Hakimlerin takdir yetkilerini kullanması ve olayın “takım elbise, kravat” denklemine indirgenmesi, ilerleyen zamanlarda işlediği suçtan pişmanlık duyacak sanıklarında fazla ceza almasını sağlayacaktır.
Ülkemizde konuşulması gereken konu iyi hal indirimi konusu olmamalıdır. Çünkü iyi hal indirimi her sanığa yapılmaz, sadece mahkeme hakiminin uygun gördüğü sanıklara yapılır. Ancak infaz düzenlemeleri veya infaz kanunu uygulanırken böyle bir ayrım yapılmaz. Örnek verecek olursak; 2 kişi cinayet işledi, sanıklar süreli hapis cezası aldı ve mahkeme hakimi sanıklardan birisine iyi hal indirimi uyguladı, diğer sanığa uygulamadı. Ancak cezalar kesinleşip infaz edilirken infaz aşamasında Cumhuriyet savcısı sanıklara 5275 sayılı yasa kapsamında indirim oranı uygular. Sanık ayrımı yapılmaz, bazı suçlar veya suç tarihlerine göre 1/2+ayda 6 gün, 1/2 , 1/3, 1/4 indirim oranları infaz aşamasında uygulanır. Savcı bu uygulamayı yaparken ne suçluyu görür ne de suçlunun herhangi bir özel durumunu göz önünde bulundurur.
Örnekte belirttiğimiz 2 cinayet sanığı süreli hapis cezasından yargılama aşamasında TCK 62 kapsamında ufak bir indirim alırlar, bu indirim ulusal medya da ve sosyal medya da tepkiye dönüşür, hakimler linç edilir. Ancak savcılık aşamasında daha büyük indirimler uygulanır, cezanın 1/3’ü silinir, son 1 yıl kala şahıs denetimli serbestlikten faydalandırılıp tahliye ettirilir. Ama kamuoyu bunu bilmez. Onlar mahkemenin verdiği hapis cezasının hepsinin cezaevinde infaz edildiğini sanıyor olurlar. Ülkemizde 2. kez müklerrirler ve ŞTGA ilamları hariç hiçbir ceza tamamen infaz edilmez. Bunlarda zaten özel durumlardır, uygulanması için suçlunun farklı tarihlerde birden fazla suç işlemesini gerektirir.
Eğer amacımız bir suçluyu daha fazla ceza infaz kurumunda tutmak ise burada yapılması gereken TCK 62 maddesini hakimlerin elinden almak olmamalı, TCK 62. Maddesi üzerinde düzenleme yapılabilir ancak değişmesi veya kaldırılması gereken infaz yasasıdır. İnfaz yasaları ile suçlular bir kapıdan girip diğerinden çıkmaktadırlar. Ülkemizin yeni bir 5275 ve 5237 sayılı yasaya ihtiyacı vardır. adalet.tv / özel haber
Ülkemizde konuşulması gereken konu iyi hal indirimi konusu olmamalıdır. Çünkü iyi hal indirimi her sanığa yapılmaz, sadece mahkeme hakiminin uygun gördüğü sanıklara yapılır. Ancak infaz düzenlemeleri veya infaz kanunu uygulanırken böyle bir ayrım yapılmaz. Örnek verecek olursak; 2 kişi cinayet işledi, sanıklar süreli hapis cezası aldı ve mahkeme hakimi sanıklardan birisine iyi hal indirimi uyguladı, diğer sanığa uygulamadı. Ancak cezalar kesinleşip infaz edilirken infaz aşamasında Cumhuriyet savcısı sanıklara 5275 sayılı yasa kapsamında indirim oranı uygular. Sanık ayrımı yapılmaz, bazı suçlar veya suç tarihlerine göre 1/2+ayda 6 gün, 1/2 , 1/3, 1/4 indirim oranları infaz aşamasında uygulanır. Savcı bu uygulamayı yaparken ne suçluyu görür ne de suçlunun herhangi bir özel durumunu göz önünde bulundurur.
Örnekte belirttiğimiz 2 cinayet sanığı süreli hapis cezasından yargılama aşamasında TCK 62 kapsamında ufak bir indirim alırlar, bu indirim ulusal medya da ve sosyal medya da tepkiye dönüşür, hakimler linç edilir. Ancak savcılık aşamasında daha büyük indirimler uygulanır, cezanın 1/3’ü silinir, son 1 yıl kala şahıs denetimli serbestlikten faydalandırılıp tahliye ettirilir. Ama kamuoyu bunu bilmez. Onlar mahkemenin verdiği hapis cezasının hepsinin cezaevinde infaz edildiğini sanıyor olurlar. Ülkemizde 2. kez müklerrirler ve ŞTGA ilamları hariç hiçbir ceza tamamen infaz edilmez. Bunlarda zaten özel durumlardır, uygulanması için suçlunun farklı tarihlerde birden fazla suç işlemesini gerektirir.
Eğer amacımız bir suçluyu daha fazla ceza infaz kurumunda tutmak ise burada yapılması gereken TCK 62 maddesini hakimlerin elinden almak olmamalı, TCK 62. Maddesi üzerinde düzenleme yapılabilir ancak değişmesi veya kaldırılması gereken infaz yasasıdır. İnfaz yasaları ile suçlular bir kapıdan girip diğerinden çıkmaktadırlar. Ülkemizin yeni bir 5275 ve 5237 sayılı yasaya ihtiyacı vardır. adalet.tv / özel haber
YORUMLAR
- 2 yıl önceAmerika'da ve bazı ülkelerde mahkeme kararında sanığın ne kadar cezaevinde kalacağı, kaç yıl sonra şartla tahliye olacağı yazar. Yani bu işlemler infaz aşamasında yapılmaz, gerekçeli kararda yazar. Bizdeki sistemin de bu olması lazım. Kararda kişinin aldığı ceza yanında yatacağı süre açıkça belirtilmelidir.
- 2 yıl önceikisi de. daha cezaevine girmeyen adamın iyi halli olduğunu nereden bileceğiz. Ayrıca 3 sene altında ceza alan kişi bir gün bile hapse girmiyor. Böyle bir ceza sistemi olamaz. Haerlerde görüyoruz filanca suçtan yakalanan zanlının 67 ayrı suiç kaydı olduğu tespit edildi. 67 alrı suç kaydının her birine 6 ay alsa 33 sene ceza yatar bu adam nasıl dışarıda geziyor . Böyle laçka sistem olur mu?
FACEBOOK YORUMLAR