Ceza İnfaz Kurumlarındaki Mahkumların Eğitim Faaliyetlerine İlişkin Algılar

Bu çalışma, Ceza infaz kurumlarındaki tutuklu ve hükümlülerin almış oldukları eğitimler hakkındaki düşüncelerini tespit etmek ve gelecekteki istihdamlarına yönelik görüşlerinin belirlenmesi amacıyla gerçekleştirilmiştir. Çalışma, katılımcıların eğitim faaliyetlerinin değerlendirilmesine yönelik durum tespiti amacını taşıdığından “tanımlayıcı araştırma” niteliğindedir.

Ceza İnfaz Kurumlarındaki Mahkumların Eğitim Faaliyetlerine İlişkin Algılar
Editör: adalet.tv
11 Temmuz 2020 - 13:23
Reklam
Suç, insanlık tarihi boyunca tüm toplumlarda rastlanan, devam eden ve devam edecek olan sosyal bir olgudur. Bu olgu, sosyal yaşamın bir sonucu olduğundan suçun algılanış biçimi, hangi eylemlerin suç sayılması gerektiği, suç işleyen kişilere karşı nasıl bir toplumsal savunma mekanizmasının geliştirileceği gibi sorunlara her toplum tarih boyunca kendine göre farklı çözümler getirmeye çalışmıştır.  
Suçun engellenmesi ya da kontrol altına alınmasında öne çıkan kurumlardan biri hiç kuşkusuz cezaevleridir. Diğer bir ifade ile cezaevi veya hapishane, günümüzde suçla mücadele etmenin en etkili araçlarından birini oluşturmaktadır (Kızılkaya, 2014). Cezaevi  hüküm giymiş kişilerin cezalarını çekmesi için hapsedildikleri yerlerdir. Cezaevleri günümüzde, insanların özgürlüklerinden mahrum bırakıldıkları yerler olmalarının yanı sıra spor, sosyal ve kültürel etkinlikler, bilgi yarışmaları ve daha önemlisi ilköğretim, ortaöğretim, yükseköğretim çalışmalarının yapıldığı yerler olarak da faaliyet göstermektedir.  
Cezaevleri kurumlarında eğitim çalışmaları, rehabilitasyon diğer bir ifade ile topluma kazandırma faaliyetlerinin önemli bir bölümünü oluşturmaktadır. Rehabilitasyon faaliyetleri çerçevesinde, burada bulunan insan kaynağının, eğitimleri, eğitim ihtiyaç analizleri ve insan kaynağı yönetimi anlamında gereksinimleri önem taşımaktadır. Bu noktadan hareketle tasarlanan bu çalışmada, ceza infaz kurumlarındaki tutuklu ve hükümlülerin eğitim programlarına yönelik algılarının ve gelecekteki istihdamlarına yönelik görüşlerinin belirlenmesi amaçlanmaktadır.  
1.Konu ile İlgili Kavramlar 
Suç, içinde yaşanılan toplumun normlarının dışına çıkan ve topluma zarar verdiği ya da tehlikeli olduğu kanun koyucular tarafından kabul edilen ve belirtilen eylemler şeklinde ifade edilmektedir (Elibal, 2009).  
İçli (2007: 23) suçu “bir toplumda toplumsal normları ihlal eden çoğunlukçu değerlere aykırı biçimde ortaya çıkan davranış biçimi” olarak tanımlamaktadır. Dolayla suç,  kanunen yasaklanmış, bireye, topluma, ülkeye ve mülkiyete (Morrison, 2004) zarar veren eylem olarak ele alınmaktadır (Elizabeth, 2003).  Suçlu ise isteyerek ya da istemeyerek suç eylemini gerçekleştiren kişidir (İçağasıoğlu ve Akgün, 2011: 64). 
Hükümlü: Sözlükte, hükümlü veya mahkûm; hakkında ceza verilen ve mahkumiyet hükmü kesinleşmiş olan kişi anlamına gelmektedir (Demir, 2011: 197).  
Hükümözlü: Hakkında ilk derece mahkemelerince mahkumiyet hükmü kurulan fakat cezaları henüz kesinleşmeyen sanıklardır (Dönmez, 2010: 195). 
Tutuklu: Tutuklu ise; hürriyetlerinden yasal olarak alıkonulup hapishane veya tutukevinde kalması mecburi olan kişiyi ifade etmektedir. Hükümlü ile tutuklu arasındaki en büyük fark, hükümlünün ceza aldığının kesinleşmiş olması, tutuklunun ise kesinleşmemiş olmasıdır (Demir, 2011: 197).  
Cezaevi  (Ceza İnfaz Kurumu): Ceza, suç karşılığında devlet tarafından uygulanan yaptırımdır. “Ceza infaz kurumu”, “kodes”, “zindan”, “tevkifhane” , “hapishane” olarak halka arasında bilinen yerler cezaevi olarak adlandırılmıştır (Saldırım, 2011: 8). Cezaevi, işlediği suçtan dolayı hakkında hürriyeti bağlayıcı ceza verilen hükümlünün, cezasını çekmesi amacıyla özel olarak yapılmış binalardır. Cezaevleri genellikle izolasyon
duygusunu güçlendirecek şekilde şehir dışlarında inşa edilir. Bu bir yandan mahkumun izolasyon duygusunu güçlendirirken, diğer yandan da toplum gözünde mahkumların toplum dışına itilmesi gereken bireyler olduğu düşüncesini güçlendiricidir. Dev beton duvarlarla çevrili binalar, silik ve soğuk renklerle boyanır. İçerdekilerin dışarıyı, dışarıdakilerin de içeriyi görmesini engelleyecek bir mimari yapının görüntüsü otoriteyi temsil eder. Cezaevinde her türlü kural, mekansal ve zamansal düzenleme, mimari tasarım bireyi en üst düzeyde ilişkisizliğe, mekan ve zaman üzerinde olabildiğince denetimsizliğe mahkum edecek şekilde tasarlanmıştır. Suçluların hapsedilme yoluyla cezalandırılmaları suç işlemekten caydırmada en geniş ve etkili bir yöntem olarak kabul edilmektedir (Kızmaz, 2007; Kızılkaya, 2014:7) 
2.Türkiye’deki Ceza İnfaz Kurumu Türleri 
Türkiye’de mimari yapısına ve yapım yılına göre farklı türlerde ceza ve infaz kurumları bulunmaktadır. 
2.1. Kapalı Ceza İnfaz Kurumları 
Ceza İnfaz Kurumlarının Yönetimi ile Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun (2004)’un 8. maddesine göre; “Kapalı kurumlar, iç ve dış güvenlik görevlileri bulunan, firara karşı teknik, mekanik, elektronik veya fizikî engellerle donatılmış, oda ve koridor kapıları kapalı tutulan, ancak mevzuatın belirttiği hâllerde aynı oda dışındaki hükümlüler arasında ve dış çevre ile temasın olanaklı bulunduğu, yeterli düzeyde güvenlik sağlanmış ve hükümlünün gereksinimine göre bireysel, grup hâlinde veya toplu olarak iyileştirme yöntemlerinin uygulanabileceği tesislerdir”. 
Türkiye’de temel ve mesleki eğitimlerin büyük bir kısmı Kapalı Ceza İnfaz Kurumlarında yürütülmektedir. Kapalı Ceza ve İnfaz Kurumlarının her birinin mimari yapısının farklı oluşu her cezaevinde aynı kalitede eğitimin verilmesine imkan sağlamaktadır. Bu Ceza ve İnfaz Kurumlarında yetişkin eğitimi temel ve mesleki eğitim alanlarında yetişkin eğitimi uygulanmaktadır. 
2.2 Açık Ceza İnfaz Kurumları 
Ceza İnfaz Kurumlarının Yönetimi ile Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun (2004)’un 14. maddesine göre; “Açık Ceza İnfaz Kurumları, hükümlülerin iyileştirilmelerinde, çalıştırılmaları ve meslek edindirilmelerine öncelik verilen, firara karşı engelleri ve dış güvenlik görevlisi bulunmayan, güvenlik bakımından kurum görevlilerinin gözetim ve denetimi ile yetinilen kurumlardır. Bu kurumların en açık özelliği iş esasına dayalı olmalarıdır”.  
T tipi ceza ve infaz kurumlarında, tutuklu ve hükümlülerin barınma, sağlık, eğitim ve her türlü iyileştirme isteklerine yanıt verecek yeterli fizikî alanlar bulunmaktadır. Bu etkinliklere ek olarak, sportif ve kültürel hizmetlerin sunulacağı alanlar yer almaktadır (Kızılkaya, 2014). 
3. Cezaevlerinde Uygulanan Eğitim Programları 
Ceza infaz kurumlarımızdaki eğitim çalışmaları; örgün ve yaygın eğitim ile meslek eğitimi olmak üzere iki baslık altında incelenebilir (Kamer, 2012: 21). 
3.1. Ceza İnfaz Kurumlarımızdaki Örgün ve Yaygın Eğitim ile İlgili Çalışmalar 
Kapalı ceza infaz kurumlarımızda yaygın, açık ceza infaz kurumlarımız ve çocuk eğitim evlerinde yaygın ve örgün eğitim şeklinde sürdürülmektedir.
a. Birinci ve ikinci kademe eğitimi: Birinci kademe eğitimi; kapalı veya açık ceza infaz kurumlarında okur-yazar olmayan veya okur-yazar olup da herhangi bir belgesi bulunmayan hükümlü ve tutukların katılabileceği 90 saat süren bir eğitimdir. 
İkinci kademe eğitimi; kapalı veya açık ceza infaz kurumlarında birinci kademe eğitim belgesi olan hükümlü ve tutukluların katılabileceği 180 saat süren bir eğitimdir. Birinci ve ikinci kademe eğitim sonunda sınav yapılmakta ve başarılı olanlara belge verilmektedir. 
b. Açık İlköğretim Okulu: Açık ilköğretim okuluna; kapalı veya açık ceza infaz kurumlarında bulunan beş ayrı grup hükümlü ve tutuklu başvurabilmektedir. Bunlara; ikinci kademe eğitim belgesi olan, (eski sistemde) ilkokulu bitiren, ortaokul 1, 2 ve 3’üncü sınıflardan ayrılan, ilköğretim okulu 6, 7 ve 8’inci sınıflardan ayrılan, ortaokulu dışarıdan bitirme sınavlarına kayıtlı iken terk eden ve zorunlu eğitim çağı dışına çıkmış hükümlü ve tutukluların katılabilmektedir. Bu eğitimin süresi bir yıldır. Her yıl üç sınav yapılmaktadır. 
c. Açık İlköğretim Lisesi: Açık ilköğretim lisesine; kapalı veya açık ceza infaz kurumlarında bulunan iki ayrı grup hükümlü ve tutuklu başvurabilmektedir. Bunlar; ortaokul veya ilköğretim mezunu hükümlü ve tutuklular ile ortaöğrenim kurumlarının ara sınıflarından ayrılan hükümlü ve tutuklulardır. Bu eğitimin süresi dört yıldır. Her yıl iki sınav yapılmaktadır. 
d. Açık Öğretim Fakültesi: Kapalı veya açık ceza infaz kurumlarında bulunan hükümlü ve tutuklular Üniversite Yükseköğretime Giriş Sınavına (YGS) girerek, belirlenen puanı alması halinde Açık Öğretim Fakültesinde eğitim alabilmektedir. Bu Fakültenin sınavları il merkezlerinde bulunan ceza infaz kurumunda yapılmaktadır. 
e. Yüksek öğretim: Kanunun 76’ncı maddesine göre; “Açık ceza infaz kurumları ile çocuk eğitim evlerinde bulunan hükümlülerin örgün ve yaygın, kapalı ceza infaz kurumunda bulunan hükümlülerin yaygın öğretimden yararlanmaları sağlanır.” Kurumlardaki merkezî eğitim basamaklarına ilişkin çalışmalar bu hüküm uyarınca yapılmaktadır (5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun, 2004: md.76). 
f. Uzaktan eğitim: Yüksek öğretim kurumlarının uzaktan eğitim programına devam eden hükümlü ve tutuklu öğrenciler, idare ve gözlem kurulunun kararı kapsamında ceza infaz kurumlarında bu eğitimden yararlanabilmektedir (Kamer, 2012: 23). 
g. Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi tarafından yapılan sınavlar: Üniversiteye giriş sınavlarına katılmak isteyen hükümlü ve tutuklulardan şartları tutanların en az %15’inin katılımı sağlanır. Kurum idaresi hükümlü ve tutukluların bu sınava katılması için gerekli teşvik edici ve özendirici tedbirleri almak zorundadır (Saldırım, 2011: 109).  
Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi tarafından yapılan YGS, LYS, KPDS, ALES, TUS gibi bütün sınavlara başvuru ve sınav işlemleri ceza infaz kurumlarında gerçekleştirilmektedir (Kamer, 2012: 23).  
3.2. Ceza İnfaz Kurumlarımızdaki İş ve Meslek Eğitimi ile İlgili Çalışmalar 
Ceza infaz kurumlarında iş ve meslek eğitimi; milli eğitim müdürlükleri ve İŞKUR Müdürlükleri ile işbirliği içinde yoğun bir şekilde sürdürülmektedir. 
a. Milli Eğitim Müdürlükleri ile gerçekleştirilen iş ve meslek eğitim çalışmaları: Ceza infaz kurumlarında düzenlenecek iş ve meslek eğitim kursları, hükümlülerin ihtiyaçları değerlendirilerek milli eğitim müdürlüklerinin teklifi mülki amirin onayı ile açılmaktadır. 
Kursları tamamlayan hükümlü ve tutuklulara “Kurs Bitirme Belgesi”, kursları tamamlayamadan salıverilenlere ise “Kursa Katılım Belgesi” verilmektedir (Kamer, 2012: 24).  
b. İŞKUR müdürlükleri ile gerçekleştirilen iş ve meslek eğitim çalışmaları: Ceza infaz kurumunda bulunan hükümlülerin ihtiyaçları değerlendirilerek İşkur müdürlüklerince ceza infaz kurumlarında “işgücü yetiştirme kursları” açılmaktadır. Kursları tamamlayan hükümlü ve tutuklulara “işgücü yetiştirme belgesi” verilmektedir (Kamer, 2012: 24). 
4. Eğitimin Tutuklu ve Hükümlü İstihdamı Açısından Önemi 
Ülkelerin gelişmesinde ve kalkınmasında sanayileşmenin temel unsuru olan bilgi, beceri ve iş alışkanlıklarına sahip yüksek verimi gerçekleştirecek vasıflı insan gücünün yetiştirilmesi gerekmektedir. Kalifiye elemanların bilgi ve becerisi, ekonomik başarının temelidir. Meslek eğitimi özellikle iki amaca yöneliktir. Bir tarafta genç insanlara başarılı bir meslek yolu hazırlamak, diğer yandan ekonomiye vasıflı eleman yetiştirmektir. Günümüz gelişmeleri, insanın her zamankinden daha iyi bir şekilde belirli bir sistem ve plan içerisinde hazırlanmasını gerekli kılmaktadır. Bu durum, gelişen ve değişen ortama göre örgütlenmiş kaliteli bir meslek eğitimini de beraberinde getirmektedir. Bu anlamda, sadece akademik eğitim ile piyasanın ihtiyaç duyduğu nitelikli eleman yetiştirilmesi söz konusu olamamaktadır. Mesleki eğitim ise bir kimsenin geçimini sağlamak için gerekli olan mesleki bilgi, beceri ve davranışları kazandırır. Tüm gelişmiş ülkelerde hem okul esnasında, okul sonrasında ve hem de hükümlülerin ceza infaz kurumlarındaki süreleri esnasında mesleki eğitim teşvik edilmekte, istihdamın artırılmasında ve sosyal meselelerin azaltılmasında lokomotif olarak değerlendirilmektedir (Finn, 1997: 5’den akt, Koçak ve Altun, 2010; Davis ve diğ., 2013). 
Koçak ve Altun’un (2010) “Ceza İnfaz Kurumundaki Mesleki Eğitim Faaliyetlerinin Hükümlü İstihdamına Katkıları”, adlı çalışmalarında hükümlülerin Ceza İnfaz Kurumunda geçirdikleri süre esnasında kendilerine sunulan mesleki eğitimin değerlendirilmesine ve bu arada hükümlülerin hem mesleki eğitimlere hem de hükümlülük sırasında ve sonrasında beklentilerinin ölçülmesine çalışılmıştır. Öncelikle, büyük bir çoğunluğun mesleki eğitimlere katıldıkları ve fayda elde ettikleri gözlemlenmiştir. Eğitim seviyesi oldukça düşük hükümlülerin katılımlarının yüksek olmasının, mesleki eğitim ile hükümlülük sonrasında hayata tutunma beklentilerinin arttığını göstermektedir. Ayrıca, hükümlülerin büyük bölümünün hükümlülük öncesinde işsiz olması, mesleki eğitime katılımları artırmıştır. İşsizlerin iş bulma beklentilerinin, mesleki eğitim ile arttığı dikkati çeken bir durumdur. 
5. Uygulama 
Bu kısımda araştırmanın yöntem ve bulguları yer almaktadır.  
5.1.Araştırmanın Yöntemi 
Bu araştırmada, T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda bulunan hükümlü ve tutukluların, bu kurumlarda verilen eğitim faaliyetlerini değerlendirmelerine yönelik durum tespiti amacıyla “tanımlayıcı araştırma yöntemi” benimsenmiştir. Bu bağlamda araştırmanın temel sorusu;  “Hükümlü ve tutukluların kendilerine verilen eğitimi değerlendirmeleri nasıldır?”  şeklinde ifade edilebilir. Bu temel soruyu cevaplamaya yönelik araştırmanın evrenini Doğu Marmara Bölgesi’nde yer alan T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda bulunan hükümlü ve tutuklular, örneklemini ise evren içerisinde bulunan ve araştırmaya katılmayı gönüllü olarak kabul eden 329 hükümlü ve tutuklu oluşturmaktadır. Bu bağlamda, “kolayda örnekleme” yöntemi benimsenmiştir. 
Araştırmada veriler, araştırmacılar tarafından geliştirilen anket yöntemiyle elde edilmiştir. Kullanılan anket, söz konusu kurumda belirli bir süredir hükümlü bulunan gönüllü denekler ile yapılan pilot çalışma ve literatürden elde edilen bilgiler neticesinde geliştirilmiştir. Araştırmada elde edilen veriler SPSS (Statistical Package for Social Sciences) for Windows 17.0 programı kullanılarak analiz edilmiş, frekans, yüzde, ortalama ve standart sapma gibi tanımlayıcı istatistiksel metotlar kullanılmıştır.
(2. bölüm yakında sizlerle olacak)