İnfaz koruma memurlarına küfür eden mahkumlara beraat kararı veriliyor

ABONE OL

Ceza infaz kurumlarında yaşanılan olaylarda görevli memurlara küfür eden mahkumlara son dönemde çok sayıda beraat kararı verildiği anlaşıldı. Mahkeme hakimlerinin beraat dayanakları ise kafalarda soru işareti bıraktı.

Ülkemizde ceza infaz kurumlarında görev yapan infaz koruma memurları, mahkumların her türlü süreçlerini takip etmek ve yardımcı olmakla görevlidirler. Bazı durumlarda ise özellikle 9/3 olarak tabir edilen 5275 sayılı yasanın 9/3 maddesi uyarınca tehlikeli kapsamda bulunan hükümlüler tarafından memurlara hakaret edilmekte olduğu biliniyor.

Memurlara yapılan hakaretler tutanak ile kayıt altına alınarak savcılıklara suç duyurusunda bulunulmakta, savcılıklar ise iddianame düzenleyerek dosyayı mahkemelere gönderiyor. Son dönemde bu konuda mahkemelerde yapılan yargılamalarda memurlara alenen hakaret eden ve küfür eden mahkumlara beraat kararları verildiği ortaya çıktı.

ÖRNEK BİR DAVA KARARI

Yargılama sonucu memurlara küfür edilen bir dava da beraat kararına ilişkin mahkemenin gerekçesi: İnfaz koruma memuru olan müştekilerin etrafa ve kendisine zarar vermesini engellemek için sanığın müşahade odasına alındığı, bu odada bağırmaya devam ettiği ve müştekilere hitaben "sizin ananızı, avradınızı, karınızı s*k*m" demek suretiyle hakaret ettiğinden bahisle sanık hakkında Kamu Görevlisine Hakaret suçundan cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmış ise de Mahkememizce yapılan yargılmada;

Sanığın infaz ve koruma memurlarına hakaret ettiği iddia edilen olayın aynı zamanda müşteki de olan infaz koruma memurlarınca tutanak altına alındığı ve tutanağın dosya arasına alındığı, dosyada müştekilerce tutulan tutanak dışında başkaca bir delilin bulunmadığı,

“in dubio pro reo”

Ceza Genel Kurulunun 17 Kasım 2009 tarih ve 266 sayılı kararında "Ceza yargılamasının en önemli ilkelerinden biri olan “in dubio pro reo” yani “kuşkudan sanık yararlanır” kuralı uyarınca, sanığın bir suçtan cezalandırılmasının temel koşulu, suçun kuşkuya yer vermeyen bir kesinlikle ispat edilmesidir. Gerçekleşme şekli kuşkulu ve tam olarak aydınlatılamamış olaylar ve iddialar sanığın aleyhine yorumlanarak mahkumiyet hükmü kurulamaz.

Ceza mahkumiyeti, yargılama sürecinde toplanan kanıtların bir kısmına dayanılarak ve diğer bir kısmı göz ardı edilerek ulaşılan ihtimali kanıya değil, kesin ve açık bir ispata dayanmalıdır. Bu ispat, hiçbir kuşku ve başka türlü bir oluşa olanak vermeyecek açıklıkta olmalıdır. Yüksek de olsa bir olasılığa dayanılarak sanığı cezalandırmak, ceza yargılamasının en önemli amacı olan gerçeğe ulaşmadan, varsayıma dayalı olarak hüküm vermek anlamına gelir.

Ceza yargılamasında mahkumiyet, büyük veya küçük bir olasılığa değil, her türlü kuşkudan uzak bir kesinliğe dayanmalıdır." şeklinde de belirtildiği üzere sanığın infaz koruma memuru olan müştekilere hitaben hakaret içeren sözleri söylediği hususunda aynı zamanda müşteki olan şahısların beyanları dışında tarafsız bir tanık beyanının bulunmadığı ve tutanak tanığı beyanlarının da herhangi bir maddi delil ile desteklenmediği görülmekle, sanığın üzerine atılı suçu işlediğine ilişkin müştekilerin soyut beyanları dışında her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı, sanığın atılı suçu işlediğine ilişkin şüphe oluştuğu, şüpheden sanık yararlanır temel ilkesi gözetildiğinde sanığın üzerine atılı Kamu Görevlisine Hakaret suçundan beraatine karar verilmesi gerektiği anlaşılmıştır.

Mahkeme gerekçesinde “müşteki olan şahısların beyanları dışında tarafsız bir tanık beyanının bulunmadığı ve tutanak tanığı beyanlarının da herhangi bir maddi delil ile desteklenmediği” ibaresine karşı olarak ceza infaz kurumunda tarafsız tanık olarak kimin bulunabileceği? Maddi delil olarak neyin kastedildiği? Detaylarıyla belirtilmediği görülmüş, ceza infaz kurumlarının kapalı ve yüksek güvenlikli kurumlar olduğu, infaz koruma memurlarının bile görevi olmadığı zamanlarda mahkumların bulunduğu kısımlara giremediği bilindiğinden mahkemenin gerekçesi ve vermiş olduğu beraat kararı eleştiri almıştır.

infaz koruma cezaevi beraat küfür hakaret