Hizbullah üyelerinin tahliyesinin yeni gündeme gelmesi ve yargı sistemimizde sorunlar

ABONE OL

Terör örgütü Hizbullah adına Mardin, Batman, Şırnak, Nusaybin, Midyat ve İdil'de 129 silahlı, satırlı ve bombalı saldırılarda 91 kişi öldürülmüştü. Sorumlu tutularak haklarında verilen ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası Yargıtay tarafından onaylanan 19 hükümlünün yıllar sonra yeniden yargılanmak üzere serbest kaldığı biliniyor. Ancak ulusal medya da bazı haber siteleri konuyu daha yeni gündeme getiriyor.

Ceza infaz kurumlarında "Hizbullah" terör örgütü kapsamında hükümlü olarak bulunanlar sessiz sedasız yeniden yargılanmak üzere tahliye edilmişlerdi. Aslında hizbullah terör örgütü davasında yeniden yargılanmaya dayanak gösterilen hususlar aynı hassasiyetle farklı davalara gösterilse ülkemiz ceza infaz kurumlarının çok ciddi bir kısmında mahkum kalmaz. Bunun nedenin ise Anayasa Mahkemesi Başkanının daha önce dile getirdiği gibi "ADİL YARGILANMA HAKKININ İHLAL EDİLMESİ" olduğu biliniyor.

AYM Başkanı Zühtü Arslan’a göre, yalnızca geride bıraktığımız 2021 yılında mahkemeye yapılan 66 bin civarında başvurunun yüzde 73’ten fazlasında adil yargılanma hakkının ihlal edildiği şikâyeti yer alıyor. Yani vatandaşlar, mahkemelerde hakkaniyete uygun bir yargılama görmedikleri, mağdur edildikleri şikâyetiyle soluğu AYM’de alıyorlar.

AYM Başkanı başka bir açıklamasında ise; "Uzun yargılamaların bir şekilde AYM'den önce denetimden geçmesi gerekiyor. Uzun yargılama şikayetleri için bir etkili yol oluşturulması gerekiyor" ifadesini kullanmıştı. Yani sorunlar belli, sorunları herkes biliyor.

AYM'dan daha önce yapılan açıklama da; İhlal kararı verilen başvurulardan yüzde 62,5'inde adil yargılanma hakkı, yüzde 19,1'inde mülkiyet hakkı, yüzde 4,2'sinde ise ifade özgürlüğünün ihlal edildiği belirtilmişti.

Ulusal medya da yayın yapan bazı önemli haber siteleri ise geçtiğimiz 2 yıl içerisinde gerçekleşen Hizbullah tahliyelerinden daha yeni haberleri olmuş ki şaşkınlıkla haber yapma gereği duymuşlar. Bunun nedeni ise tahliye olan şüpheli şahısların onlarca kişinin ölümünden sorumlu olması.

Bu kişilerin yeniden yargılanarak hüküm giymesi ve cezaevlerine geri dönmesi ise neredeyse imkansız. Ülkemizde yargının ağır işlemesi özellikle temyiz aşamasında sürenin uzun yılları bulması bunun en net örneği olarak gösterilebilir. Uzun yıllar cezaevinde kalan bu kişilerin ceza infaz kurumlarında kaldıkları süreler göz önünde bulundurulduğunda yeniden yargılansalar bile cezaları kesinleşmeden geri dönmeleri çok zor. Ayrıca bu kişilerin hepsi neredeyse 60 yaş ve üzeri kişiler olması nedeniyle yeniden yargılamanın neticelenmesine çoğunun ömrü bile yetmeyecek. Aslında bu durum yargımızın içinde bulunduğu durumu özetlemek için güzel bir örnek.

ADLİ MAHKUMLAR KİMSESİZ

Adli kapsamda ceza alan mahkumların çok ciddi bir kısmı eğitim durumları ve maddi imkansızlıklar nedeniyle cezalarını temyiz etmeyi bile bilmedikleri bir gerçek. Ayrıca cezalarını temyiz etseler bile Anayasa Mahkemesine kadar cezasını temyiz eden çok az adli mahkum olduğu biliniyor. AYM'de bulunan dosyaların çok ciddi bir kısmı terör örgütlerine ait. Ulusal medya da ve siyasi partilerde karşılığı olan bazı örgütler ise medya araçlarını kullanarak gündeme getirdikleri dosyaları daha hızlı bir şekilde yeniden yargılama / bozulma vb. kararlar ile lehe durum ortaya koyabiliyorlar. Ancak adli mahkumlar bu konuda kimsesiz olarak adlandırabiliriz.

Ülkemizin ihtiyacı olan ve bu sorunların çözümü ise; iyi bir eğitim sistemi, iyi bir ekonomi, yeni bir TCK ve yeni biz infaz yasası olarak gösterebiliriz. Yani kısacası her alanda yeni bir REFORM.
adalet.tv / analiz

hukuk yargı hizbullah yeniden yargılama aym