Adalet Bakanı: sosyal medyada terör örgütleri cirit atıyor

ABONE OL

Adalet Bakanından sosyal medya paylaşımlarına ilişkin açıklama geldi.

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, sosyal medya mecralarında yaşanılan bilgi kirlilikleri ve dezenformasyon çalışmaları hakkında açıklamalarda bulundu.

Bakan Bozdağ'ın açıklamalarından öne çıkanlar: Sosyal medyada terör örgütleri cirit atıyor. Sosyal medyada istihbarat örgütleri cirit atıyor. Parayla çalışan troller cirit atıyor. Kim haklı söylüyor biliyor musunuz? Yok. Baktırıyoruz, büyük bir kısmı terör örgütlerinin hesapları. Başka başka ülkelerin kurdurduğu hesaplar oradan da Türk vatandaşları bilerek veya bilmeyerek onlardan alıyorlar, yayıyorlar.

Veya öbür taraftan troller parayla çalışan ekipler ver parayı istediğin iftirayı atıyorlar. Allah korkusu yok. Kuldan utanmaları yok. Hukuktan korkuları yok. Bunlarla bizim Türkiye'nin huzuru için, milletimizin onur ve haysiyetinin korunması için kişisel verilerinin hak ve hukukunun korunması için amasız, fakatsız, lakinsiz bir mücadele şarttır. Çünkü sosyal medya, internet alanı kişisel verilerin her bir vatandaşımızın haysiyetinin, itibarının yok edildiği bir alana maalesef dönüştü.

Onun için buradan bir kez daha söylüyorum. Yeni dönemde biz bu alanda ağır cezai yaptırımları koyacağımızı Nevşehir'den bütün Türkiye'ye ilan ediyorum. Çünkü bu konuda koyduğumuz cezai tedbirlerin yeterli olmadığı ortaya çıktı. Onun için cezaları ağırlaştıracağız. İftira eden cezasını göze alsın, iftirasını yapsın. İnsanların onur ve haysiyetini yok etmek için tehdit, şantaj, para almak için bu mecraları kullananlar bundan sonra bir defa değil bin defa düşünmek zorunda kalacaklar. Çünkü biz bunlarla hukuk yoluyla mücadele etmezsek edemezsek bizim aziz vatandaşlarımız bunu mücadelesini yapamazlar. Devlet olarak bu konuda gereken adımları atacak, bugüne kadar gözden geçirecek, dünya örneklerine bakacak ve yeni dönemde de bunlara farklı bir gözle yaklaşacağımızı da buradan ifade etmek isterim.

Kişisel verilerin teknolojinin bu kadar güçlendiği, hızlandığı bir dönemde sadece Türkiye ile sınırlı değil. Bir dünyayla sınırlı değil. Bütün evrende korunmaya ihtiyacı var. Artık 'Siber vatan' diyoruz. Vatan sadece 'Mavi Vatan' veyahut da kara vatan değil. Mavi Vatan hem kara vatan hem hava vatan ama bir de artık 'siber vatan' var. Bizim verilerimizin güvenliğini yabancı ülkelere havale etmemiz söz konusu olamaz. Yerli ve milli üretimlerle verilerimizi daha güvenli hale getirecek adımları atıyoruz. Devletimizin her yeriyle ilgili siberle alakalı ciddi birimler kuruldu, ciddi adımlar atıldı. Önümüzdeki dönemde bunları daha da geliştireceğiz. Bir ülkenin siber güvenliğini yabancı ülkelere emanet etmesi o ülkenin sınır güvenliğini kendi askerine değil yabancı askerlere emanet etmesi kadar tehlikelidir. O ülke için büyük bir tehdittir kabul edilemez bir durumdur. Onun için de bu güvenlik konusunda devlet elbette gereğini yapacaktır. Yapmaya da devam ediyor. Ama vatandaşlarımızın da kendi kişisel verilerinin güvenliği için de dikkatli olmaları lazım. 

Son dönemlerde özellikle sosyal medya, dijital mecralar kullanılmak suretiyle dolandırıcılık suçunun işlenmesinde ciddi derecede artışlar var. Neredeyse dosyalara baktığınızda böyle her gün üst üste koyuyor, koyuyor artıyor. Burada elbette devlet tedbir alacak. Ama en büyük tedbiri de biz vatandaşlar olarak kendimiz alacağız. Piyasa, sahtekarlarla, dolandırıcılarla, sosyal mecralar üzerinden vatandaşımızı çarpmak isteyenlerle elbette devlet hem yargısıyla, hem güvenlik güçleriyle, hem de iletişim teknolojileriyle, bütün boyutlarıyla mücadelesini yapıyor. Ama bütün bunlara rağmen bakıyoruz artıyor. Onun için bu mücadelede başarı için vatandaşlarımızın desteğine büyük ihtiyaç var. Onun için diyoruz, her hesap kimdir, nedir?

Bilmeden, etmeden oralara girmemek, bakmamak oraları kullanmamak lazım. Bir sormak lazım. Bu kimin nesi? Kimin fesi? Bilmek lazım. Sonra bilmeden etmeden oraya girip dolandırıldıktan sonra da devlete kızmaya kimsenin hakkı olmaması lazım. Kimse sizi zorlamıyor. Ama bir bakıyorsunuz rakamlar korkunç. Onun için bu alanda da bir çalışmamız var. Acaba daha ne tedbir alabiliriz? Bunun üzerinde de kafa yorduğumuzu buradan bilmenizi özellikle istirham ediyorum. Yeni dönemde bununla ilgili de yeni adımlar atacağız. Ama vatandaşlarımızın da bunları bilmesinde fayda var. 

KİŞİSEL VERİLERİMİZİ BÖYLE ULU ORTA HER YERE DAĞITMAKTAN VAZGEÇELİM

Bir kişinin kişisel verisini iki şekilde alabilir kurumlar ya da özel yerler. Ya kanunda açıkça yazılı olacak ya da kişi açık rıza ile izin verecek. Sizin rızanız yoksa hiç kimse sizin TC kimlik numaranızı da telefonunuzu da sizden alamaz. Ya da kanun açıkça yazmamışsa o zaman da kanun açık yazmış diyelim eğitim kurumlarında vereceksiniz. Askere gidiyorsunuz, vereceksiniz. Mahkemede var, kanun yazıyor. Buralarda sağlık tesisine gidiyorsunuz, yazıyor buralarda. İşin işlemesi, yürümesi için vermek zorundasınız. Ama diyelim bir AVM'ye gittiniz, TC kimlik numaranızı vermek zorunda değilsiniz. Kanun ver demiyor. Sizin rızanıza bağlı. Telefonunuzu verin. Vatandaş telefon da veriyor. Kimlik numarasını da veriyor. Verdiğiniz telefonunuzu kimlik numara kime gitti o? Veri koruma sorumlusu hepsinin olması lazım.

Gösteriyorlar göstermelik. Ama ne kadar koruyorlar? Nereye aktarıyorlar? Bilen yok. Onun için de bu konuda verileri kimlerle paylaşıp kimlerle paylaşmayacağımızı da bizim çok ama çok iyi bilmemiz lazım. Her yere telefon numaramızı veriyoruz. Her yere TC kimlik numaramızı veriyoruz. Ondan sonra da başımıza gelmedik, kalmıyor. Vermek zorunda değiliz. Ben buradan da bütün vatandaş çağrıda bulunuyorum. Alışveriş yaparken Türkiye Cumhuriyeti kimlik numaramızı vermek zorunda değiliz. Telefon numaramızı vermek zorunda değiliz. İsteyebilir işletme sahibi. Ama siz vermek istemediğinizde sizden zorla bunu alamaz. Onun için de kişisel verilerimizin böyle ulu orta her yere dağıtmaktan vazgeçelim.

adalet bakanı bekir bozdağ sosyal medya twitter