Yargı çalışanlarının 3600 Ek göstergeden faydalanması için ilk talep yazısı

Adalet Bakanlığı personellerinin 3600 Ek göstergeden faydalanabilmesi için ilk resmi talep Adalet Sen'den geldi. Bakanlığa gönderilen yazıda konunun hassasiyetine vurgu yapıldı.

Yargı çalışanlarının 3600 Ek göstergeden faydalanması için ilk talep yazısı
Editör: adalet.tv
16 Eylül 2021 - 13:33
3600 Ek gösterge ile ilgili resmi çalışmalar devam ederken, 3600 Ek göstergeden sadece Öğretmen, Polis, Hemşire ve Diyanet görevlilerinin faydalanmasının planlandığı açıklanmıştı. 3600 Ek göstergeden Adalet Bakanlığı personellerinin de faydalanabilmesi için ilk resmi talep Adalet Sen'den geldi. Adalet Sen'den yapılan açıklamada konuyla ilgili olarak Çalışma Bakanlığına talep yazısının gönderildiği öğrenildi.

İŞTE O TALEP YAZISI:
Bilindiği üzere kamuda birçok meslek grubuna yapılan, işin mahiyeti gereği insan kaynağı üzerinde yarattığı etkiler de göz önünde bulundurularak erken emeklilik imkanı tanınmış ve netice itibariyle bir kısım kamu kurum personeline 5 yıl karşılığı 1 yıl yıpranma payı verilerek erken emekli olma imkanı sağlanmıştır. Bu imkanı sağlamaktaki temel amaç bu personelin çalışma koşulları ve psikolojik yıpranmaları olarak değerlendirilmiştir. Keza yine bir kısım kamu çalışanının (öğretmen, polis, hemşire, din görevlileri) ek göstergelerinin 3600’e çıkartılması hususunda da bugünlerde çalışmalar yürütülmektedir.

3600 Ek Gösterge ve Yıpranma Payına ilişkin olarak ilgili kurumlarca yürütülen çalışmalarda şimdiye dek Adalet Bakanlığı merkez teşkilatı ile taşra teşkilatı olan adliyelerde görev yapan tüm unvanlardaki adalet personeli bu kapsamda değerlendirilmemiş ve bu hususlarda iyileştirmede bulunulmamıştır.

Kamu kurumlarında çalışan personelin yaptıkları işin niteliği ve önemi, iş çokluğu ve iş gereklerinin meydana getirdiği psikolojik yıpranmalar, mesai sonrası dinlenme saatlerinde yapılan çalışmaların sürekliliği, kurum içerisinde hiyerarşik yapının yoğunluğu nedeniyle ortaya çıkan mobbingin de insan hayatına olumsuz yansımaları gibi faktörler birlikte değerlendirildiğinde Adalet Bakanlığına bağlı olarak çalışan personelin diğer kurum personeline karşın ruhen ve fiziken çok daha fazla yıprandığı net bir tablo ile karşımıza çıkmaktadır.

Kamuoyunda da bilindiği üzere adliyeler faaliyet alanı gereği sorun ve adli olay odaklı olarak vatandaşların olumsuz bir psikoloji ile gitmek zorunda oldukları devlet kurumlarındadır. Adliyelere gelen vatandaşların üzerlerinde bulunan olumsuz psikoloji ister istemez adliyelerde görev yapan çalışanlara da yansıtmaktadır. Sorunların çözümü noktasında vatandaşlarımızla birebir ilgilenmekle yükümlü olan personelimiz adeta vatandaşlarımızın yaşadıklarım bu problemlere psikoloik anlamda ortak olmaktadırlar. Herkesin kabul gördüğü üzere, toplumda gerek sosyal ve gerekse ekonomik değişimler nedeniyle ihtilaflar çoğalmakta, haliyle adliyelere müracaatlar bir önceki döneme göre daha fazla artmakta, artan dosya sayısı da yoğun ve stresli iş temposu olarak personelin omuzlarına binmektedir.

Meydana gelen iş yoğunluğu neticesi bu durum personelin mesai saatleri dışında geç saatlere kadar çalışmasına ve hatta hafta sonu dahi işleri bitirmek üzere kurumda ek mesai yapmasına sebebiyet vermektedir. İş yoğunluğunun neticeleri sadece ek mesai olarak karşımıza çıkmamaktadır. Duruşmaların uzaması nedeniyle adliye personeli öğlen yemek mesaisini dahi kaçırabilmekte, hatta uzun süren duruşmalar nedeniyle saatlerce yerinden kalkamayan adliye personelinin omur ve bel rahatsızlıkları gibi sağlık sorunları da ortaya çıkabilmektedir. Ayrıca hem adliyede ilgili biriminde görevi bulunup hem de dış nöbet görevi olan personelin asli işi ile nöbet işlerini yetiştirme telaşesi içerisinde bulunduğu ruh hali de ilgili personel nezdinde yıpranmayı daha da arttırmaktadır.

Savcılık biriminde ölü muayene ve otopsi nöbetine kalan adli personel gecenin bir vakti kimsenin görmeye tahammül edemeyeceği ceset manzaraları ile karşı karşıya kalabilmekte, üzerinden atamadığı bu olumsuz psikolojiyi günlük yaşantısında ev ve iş ortamı ile arkadaşlarına da yansıtabilmektedir. Tüm bu olumsuz iş tiplerine rağmen çalıştığı kurumdan psikolojik sağlık desteği dahi alamamaktadır. Aynı şekilde emanet memurluğunda çalışan adli personele her türlü ve paha biçilemez suç eşyası zimmetlenmekte, emanet depolarının olumsuz koşulları altında çalışan emanet memurluğu personeli günden güne  sağlıklarını yitirebilmektedir.

İcra dairesinde çalışan adli personelimiz ise, işin doğası gereği borçlu ve alacaklı arasında kalmakta, her iki taraftan da medyaya yansıdığı üzere psikolojik ve fiziki şiddet de görebilmektedir. Bu tür vakıalar daha çok haciz mahallerinde gerçekleşmekte, meydana gelen kavgalar ve tartışmalar sonunda icra dairesi personeli dava konusu olabilecek mağduriyetlere uğrayabilmektedir.

Mahkemelerde görev yapan adli personelimizin duruşma günleri yaşadıkları uzayan ve aralıksız devam eden duruşma süreçleri ile duruşma salonunda maruz kaldıkları kalabalık dosya taraflarının yarattığı etki ve kalem personeli nezdinde yürütülen yoğun iş akışı göz önünde bulundurulduğunda yıpranmaya maruz kaldıkları ortada olan bir gerçektir.
Adalet Bakanlığı içerisinde görev yapan ve merkez teşkilat ile adliyelerde çalışan personelimiz hangi birimde çalışırsa çalışsın tüm adli ve idari birimlerde yoğun bir iş baskısına maruz kalmakta, amir baskısı altında bulunmakta, stres ve mobbing altında iş yürütmektedirler.

Bu noktada sorunlar yaşayan adalet personeli kurum değiştirme tutumu içerisine girebilmekte veya meslekten istifa etme noktasında bir tutum da sergilemeyebilmektedir. Hatta kamuoyuna yansıdığı üzere zaman zaman adalet personelinin içerisinde bulunduğu durumun psikolojileri üzerinde yarattığı olumsuzluğa yenik düşerek intihar ettikleri de ne yazıkki bilinen bir gerçektedir.

Adalet, eşitlik ve hakkaniyet kuramları ölçülerine riayet edilerek kamu kurumları arasında zor şartlar altında çalışan personellere yıpranma payı veriliyorsa, listenin ilk sırasında Adalet Bakanlığı Personelinin bulunması gerekir.
Ayrıca, bugünlerde çalışmaları yürütülen ve öğretmen, polis, hemşire, din görevlileri meslek grubuna yönelik 3600 Ek Gösterge verilmesi çalışmasına Adalet Bakanlığı Personelinin de ilave edilmesi zaruridir.

Bu itibarla;
Yukarıda arz ve izah edildiği üzere yoğun bir iş temposu içerisinde bulunan, mobbinge maruz kalan, günden güne yıpranan Adalet Bakanlığı merkez teşkilatı ve taşra teşkilatı olan Adliyelerde görev yapan Adalet Personeline yapılan işin niteliği ve yıpratıcı unsurları göz önünde bulundurularak; 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu ile 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununda değişiklik yapılmak suretiyle, 5 yıllık hizmeti karşılığında 1 yıl yıpranma payı verilmesi ile fiilî hizmet süresi zammından yararlandırılarak erken emeklilik imkanı sunulması ve diğer kurum çalışanlarında olduğu üzere Adalet Bakanlığı merkez teşkilatı ve taşra teşkilatı olan Adliyelerde görev yapan Adalet Personeli ile Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü merkez teşkilatı ile Ceza İnfaz Kurumları ve Denetimli Serbestlik Müdürlüklerinde görev yapan personelin ek göstergelerinin 3600’e çıkartılmasını talep eder bu kapsamda sendikamıza 4982 sayılı Kanun gereğince bilgi verilmesini saygıyla arz ederiz.
Adalet Sen

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 4 Yorum
  • NUMAN ÜNLÜ
    2 yıl önce
    Adli tıp kurumuda Adalet Bakanlığı'nın ama hiç bahsedilmemiş...
  • Harun Güner
    2 yıl önce
    Helal olsun Adalet Sen e. Adalet çalışanlarının sesi.
  • M.
    2 yıl önce
    Hep adliye çalışanlarının yaşa..Hep adliye çalışanlarının yaşadığı zorluklardan bahsedilmiş.Evet adliyeye gelen insanlarda psikolojik yönden yıpranmış insanlar peki ya cezaevlerinde görev yapan personelin uğraştıkları insanlar,onların ne şartlar altında görev yaptığındanda biraz bahsetseydiniz keşke
  • Adalet adalet.
    2 yıl önce
    Cezaevindeki personelden de bahsetmiş ama cezaevinde amir memur ilskisini asamadikki polisten daha fazla Emir komuta zinciri var ( bazı müdürler kendini bakan sanıyor ama sadece cezaevi personeline hemde kapasitesine bakmadan)