İnsanlığa Karşı Suçlar

İnsanlığa Karşı Suçlar hakkında bütün bilgiler haberimizde.

İnsanlığa Karşı Suçlar
Editör: adalet.tv
27 Kasım 2022 - 16:15 - Güncelleme: 30 Nisan 2023 - 13:00
İnsanlığa karşı suçlar, insan ırkının onuruna yanaşmayan ve çoğunlukla kitlesel mağduriyet yaratan suçlardır. İnsanlığa karşı suçlar hem ulusal mevzuatta (TCK) hem de uluslararası mevzuatta düzenlenerek yaptırım altına alınmıştır. Uluslararası alanda kurulan Uluslararası Ceza Mahkemesi, taraf olan devletlerin vatandaşlarının işlediği insanlığa karşı suçları yargılama yetkisine sahiptir.

Uluslararası Ceza Mahkemesi Tüzüğü 1998 yılından itibaren yürürlüğe girmiş ancak Türkiye tarafından onaylanmamıştır. Türkiye’nin tüzüğü onaylamama nedeni ise sürekli terör olaylarına maruz kalan bir devlet olmasından kaynaklanmaktadır. Nitekim ICC (International Criminal Court) Roma Tüzüğü, savaş suçları arasına ülke içi çatışmaları da eklemiştir. Bu kapsamda Türkiye’nin ülke içinde yapmış olacağı terör karşıtı ciddi savunmaların (2015 Operasyonları) Roma Tüzüğü kapsamında suç olarak değerlendirilme ihtimali olacaktı. Türkiye’nin ICC Roma Tüzüğünü kabul etmesine engel olan bir diğer husus terör suçlarının savaş suçları kapsamında değerlendirilmemiş olmasıdır.

Türkiye ICC Roma Tüzüğünü kabul etmemesine rağmen, 2005 yılında yürürlüğe giren 5237 sayılı yeni Türk Ceza Kanunu ile insanlığa karşı suçları düzenlemiştir. Hiç şüphe yok ki, insanlığa karşı suçların TCK’ya eklenmesinde Avrupa Birliği uyum sürecinin ciddi etkisi olmuştur.

Türk Ceza Kanunu 2. kitap 1. kısım, uluslararası suçlar başlığıyla düzenlenerek insanlığa karşı suçları yaptırım altına almıştır. Bu kapsamda düzenlenen suçlar Soykırım (tck 76), İnsanlığa Karşı Suç (tck 77), Örgüt (tck 78), Göçmen Kaçakçılığı (Tck 79), İnsan Ticareti (tck 80) şeklindedir. Yazımızın devamında insanlığa karşı suçları detaylı olarak inceleyeceğiz.

Soykırım Suçu (TCK 76)

Soykırım fiili, gerek dünya basınında gerekse ülke basınında sık sık gündeme gelen ve her yıl tartışmalara sebep olan suçlardandır. Soykırım suçunun bu kadar ciddi bir şekilde tartışılmasının sebebi yüz kızartıcı ve failleri için utanç verici bir suç olduğunu ortaya koymaktadır. Bununla birlikte soykırım suçu, kimi devletler tarafından iftira aracı olarak kullanılarak, uluslararası siyasi kazanç getirme amacıyla kullanılmaktadır. Türkiye ICC Roma Tüzüğüne taraf olmasa da, kendi iç hukukunda soykırım suçunu tüzüğe paralel olarak düzenlemiştir.

TCK’da tanımlanan soykırım suçu, seçimlik hareketli suçlar kapsamında olduğu için birden fazla fiilden herhangi birinin işlenmesi halinde ortaya çıkabilir. Ancak bu fiillerin; bir planın icrası kapsamında etnik, dini, milli veya ırki bir topluluğun yok edilmesi amacıyla işlenmiş olması gerekmektedir. Önemle belirtmeliyiz ki, eylemlerin sonucunun kitlesel olma şart yoktur, soykırım amacına bağlı olarak bir kişinin öldürülmesi soykırım suçunu oluşturur. Soykırım suçunun seçimlik hareketlerini ise şu şekilde sıralayabiliriz:
Kasten Öldürme: Kasten öldürme, sonucu faili tarafından öngörülmüş bir fiille bir başkasının yaşamına son vermektir. Soykırım suçundan farklı olarak Tck madde 81 de kasten öldürme suçu düzenlenmiştir.
Kişilerin ruhsal veya bedensel bütünlüğüne ağır zarar verme: Örneğin yapılacak ağır psikolojik uygulamalar, bedene kalıcı zararlar veren eylemler bu kapsamdadır. TCK’da ayrıca kasten yaralama suçu olarak düzenlenmiştir.
Grubun tamamen veya kısmen yok edilmesi neticesine sebep olacak yaşam şartlarına zorlanması: Bu durum çeşitli fiillerle gerçekleştirilebilir. Kanunda bu şekilde özel olarak yaptırım altına alınmış suç tipi bulunmamaktadır.
Grup içinde doğumları engellemeye yönelik tedbirler alınması: Yine bu durum özel bir suç tipi olarak düzenlenmemiştir. Ancak kısırlaştırma suçu (Tck 101) bu kapsamda değerlendirilebilir.
Gruba ait çocukların bir başka gruba nakledilmesi: TCK’da ayrıca çocuğun kaçırılması suçları düzenlenmiştir.

Yukarıdaki fiillerden herhangi birinin işlenmesi halinde kural olarak yalnızca soykırım suçundan ceza verilmektedir. Soykırım suçunun yaptırımı ise ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasıdır. Ancak soykırım amacıyla kasten öldürme suçunun işlenmesi halinde belirlenen mağdur sayısınca içtima hükümleri uygulanacaktır. Ayrıca soykırım suçlarında dava zamanaşımı ve ceza zamanaşımı süreleri işlemez.

İnsanlığa Karşı Suçlar (TCK 77)

Soykırım suçundan farklı olarak, insanlığa karşı suçlarda failin çeşitli saiklerle hareket etmiş olma şartı aranmaktadır. Tck 77 kapsamında insanlığa karşı suç nedeniyle daha önce hiç hüküm kurulmamıştır. Ancak 2015 yılında Ankara’da yaşanan hain gar katliamı saldırısının faili, 2018 yılından bu yana insanlığa karşı suçun faili olarak yargılanmaktadır. Bu yönüyle sanık, Türkiye tarihinde bu suçtan yargılanan ilk kişi olmuştur.

İnsanlığa karşı suçların; siyasi, felsefi, ırki ve dini bir saikle toplumun bir kesimine bir plan doğrultusunda sistemli olarak işlenmiş olması gerekmektedir. İnsanlığa karşı suçlar belirli bir gruba aidiyetin gerekleri olarak işlenmelidir.  İnsanlığa karşı suçlar, seçimlik hareketli suçlar kapsamındadır. Aşağıda yer alan seçimlik hareketlerden birinin işlenmesi halinde insanlığa karşı suç ortaya çıkar:
Kasten Yaralama
Zorla fuhşa teşvik etme
İşkence, eziyet veya köleleştirme
Bilimsel deneylere tabi kılma
 Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma
Cinsel saldırıda bulunma
Çocuğun cinsel istismarı
Zorla hamile bırakma (cinsel saldırı suçundan farklı olarak, çeşitli yöntemlerle hamileliği sağlama)
Kasten Öldürme

Yukarıda anılan fiillere göre verilecek ceza miktarı değişmektedir. İnsanlığa karşı suç kapsamında kasten öldürme fiilinin işlenmesi halinde ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası, diğer fiillerin işlenmesi halinde ise 8 yıldan az olmamak üzere hapis cezası yaptırımı uygulanmaktadır. Kasten öldürme ve kasten yaralama fiilleri için içtima hükümleri uygulanacaktır. Soykırım suçunda olduğu gibi, insanlığa karşı suçlarda da zamanaşımı süreleri işlemez.

Örgüt (TCK 78)

İnsanlığa karşı suçlar ve soykırım suçunun işlenmesi amacıyla örgüt kurma veya yönetme fiili de ayrı bir suç olarak değerlendirilmektedir. Bu durumda faile 10 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası verilmektedir. Örgütün bu suçları işlemiş olması şart değildir. Yalnızca bu amaçla kurulduğunun ispatlanması halinde, örgüt suçu oluşmuş olacaktır. Soykırım ve insanlığa karşı suçlarda olduğu gibi, örgüt suçunda da zamanaşımı hükümleri uygulanmaz.

Göçmen Kaçakçılığı Suçu (TCK 79)

Göçmen kaçakçılığı suçu seçimlik hareketli suçlardandır. Kanuni tanımda yer alan fiillerden birinin, doğrudan veya dolaylı olarak maddi menfaat elde etmek amacıyla işlenmesi halinde göçmen kaçakçılığı suçu oluşmaktadır. İnsan kaçakçılığı suçunun temel hali 3 yıldan 8 yıla kadar hapis ve bin günden 10 bin güne kadar adli para cezası gerektirir. Göçmen kaçakçılığı suçunun fiilleri ise şu şekilde sıralanabilir:
Yasal olmayan yollarla bir yabancıyı ülkeye sokmak
Yasal olmayan yollarla biir yabancının ülkede kalmasına imkan sağlamak
Türk vatandaşı veya yabancının yasal olmayan yollarla yurt dışına çıkmasını sağlamak
Defaten belirtmeliyiz ki, yukarıda sayılan fiillerin doğrudan/dolaylı yollarla menfaat sağlamak amacıyla yapılması gerekmektedir. Sayılan fiillerin teşebbüs aşamasında kalması halinde, suç tamamlanmış gibi kabul edilir.

Suçun mağdurlar yönünden aşağıdaki sonuçları doğurması halinde ise verilecek ceza yarısından ⅔’üne kadar arttırılır:
Mağdurların hayatı bakımından bir tehlike oluşturması
Onur kırıcı bir muameleye maruz bırakılarak işlenmesi.

Diğer suçlardan farklı olarak, suçun birden fazla kişi tarafından birlikte işlenmesi halinde verilecek cezanın artırılması öngörülmüştür. Bu durumda veya örgüt faaliyetleri çerçevesinde işlenen göçmen kaçakçılığı suçunun cezası, yarısından bir katına kadar artırılarak tesis edilir. Göçmen kaçakçılığı suçu hakkında detaylı bilgi alabilmek için makalemizi inceleyebilirsiniz.

İnsan Ticareti Suçu (TCK 80)

İnsan ticareti suçunda, göçmen kaçakçılığı suçunun aksine insanların göç etmesinden elde edilen bir menfaat söz konusu değildir. İnsan ticareti suçunda, ülke içinde veya dışında insan olmaktan kaynaklanan değerlerin pazarlanması söz konusudur. Ayrıca insan ticareti suçunda doğrudan maddi menfaat elde etme amacı olmayabilir. Bunun yerine; zorla çalıştırmak, hizmet ettirmek, fuhuş yaptırmak, esarete tabi kılmak veya vücut organlarının verilmesini sağlamak saikleri söz konusu olabilir. İnsan ticareti suçunun fiillerini ise şu şekilde sıralayabiliriz:
Tehdit, baskı, cebir, şiddet, nüfuzu kötüye kullanmak, kandırmak, kişilerin çaresizliklerinden yararlanmak suretiyle;
Kişileri ülkeye sokmak, ülkeden çıkarmak
Tedarik etmek, kaçırmak
Bir yerden başka bir yere götürmek veya sevk etmek
Ülke içinde bu kişileri barındırmak

İnsan ticareti suçunun temel hali 8 yıldan 12 yıla kadar hapis ve 10 bin güne kadar adli para cezası gerektirmektedir. Önemle belirtmeliyiz ki, yukarıda sayılan fiillerin anılan amaçlarla birlikte işlenmesi halinde mağdurun rızası geçerli sayılmaz. Örneğin yurtdışından fuhuş amacıyla ülkeye getirilmiş insanlara organizasyon sağlayan kişi, mağdurların rızası olsa bile insan ticareti suçundan yargılanacaktır. 18 yaşını doldurmamış kişilerin, iradesine etki etmeden yukarıdaki fiillere maruz bırakılması halinde yine insan ticareti suçunun varlığı kabul edilir.

Sonuç

İnsanlığa karşı suçlar hem ulusal mevzuatta hem de uluslararası mevzuatta düzenlenerek yaptırım altına alınmıştır. Uluslararası hukukta, insanlığa karşı suçların yargılanması için Uluslararası Ceza Mahkemesi kurulmuştur. Uluslararası Ceza Mahkemesi (ICC) yalnızca özel şahısların yargılanmasını sağlayan, devletler açısından herhangi bir yargılama imkanı olmayan mahkemedir. Ancak ICC Roma Antlaşması, Türkiye tarafından kabul edilmediğinden, Türk vatandaşı bir kişinin Uluslararası Ceza Mahkemesinde yargılanması mümkün değildir.

2005 reformuyla kabul edilen 5237 sayılı yeni Türk Ceza Yasası, ICC Statüsüne paralel olarak insanlığa karşı suçları yaptırım altına almıştır. Uluslararası hukuktan farklı olarak Türk Hukuku’nda saldırı suçu düzenleme altına alınmamıştır. İnsanlığa karşı suçlar Türk Hukuku’nda düzenlenmiş olsa da uygulaması oldukça sınırlıdır. Soykırım suçu dolayısıyla açılan dava sayısı 0, insanlığa karşı suç dolayısıyla açılan dava sayısı 1, göçmen kaçakçılığı suçu dolayısıyla ise 8347 dava açılmıştır.

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum