Hükümlülerin adres değişikliği yaparken yaşadıkları sorunlar

Hükümlülerin adres değişikliği yaparken yaşadıkları sorunlar çözümsüz olmaya devam ediyor. Konuyu bütün yönleriyle ele aldığımız özel haberimiz sizlerle.

Hükümlülerin adres değişikliği yaparken yaşadıkları sorunlar
Editör: adalet.tv
13 Şubat 2024 - 11:36 - Güncelleme: 13 Şubat 2024 - 11:49
HÜKÜMLÜLERİN  ADRES TAŞIMA SORUNLARI - Son dönemde hükümlü yakınları tarafından iletilen sorun hakkında araştırma yapma ve bilgilendirme gereği hasıl olmuştur.

Sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakıfları tarafından sağlanan 2022 sayılı "65 Yaşını Doldurmuş Muhtaç, Güçsüz ve Kimsesiz Türk Vatandaşlarına Aylık Bağlanması Hakkında Kanun" kapsamında aylık ve yardım talebinde tutuklu ve hükümlülerde faydalanmaktadır.
Bu uygulamadan faydalanabilmesi için hükümlü/tutuklunun adresinin ceza infaz  kurumunun bulunduğu yerde olması gerekmektedir. Ancak hükümlüler İnfaz Kanunu gereğince kendi isteği ile, kapasite aşımı, asayiş ve güvenlik, disiplin, eğitim... gibi gerekçeler ile başka bir ceza infaz kurumuna talebi ve re'sen nakil edilmektedir.

Öncelikli olarak:
Yerleşim yeri: bir kimsenin sürekli kalma niyetiyle oturduğu yerdir. Kişinin aynı anda birden çok yerleşim yeri adresi olamaz. Yerleşim yeri dışında kalan ve geçici süre ile oturulan yazlık, kışlık, ikinci veya üçüncü gibi konutlar da kişinin talebi halinde diğer adres olarak tutulur.

Hükümlünün uzun süre ceza infaz kurumunda olması veya ceza infaz kurumuna girmeden önce herhangi bir yerde ikamet ettiğine dair bir bildirimin bulunması bir takım sorunları da dile getirmiştir.

5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun Bildirim Yükümlülüğü ve Süresi başlıklı 50 nci Maddesinde, "(3) Adres bildiriminin, yirmi işgünü içinde yapılması zorunludur. (6) Huzurevi, yetiştirme yurdu, cezaevi, öğrenci yurdu gibi yerlerde kalanların adres bildirimleri ilgili kurum yetkililerince, bildirim yapamayacak durumda olan kimsesizlerin ise muhtarlar tarafından yapılır." hükümleri bulunmaktadır.

Adres Kayıt Sistemi Yönetmeliği 13. maddesi:
(1) Yerleşim yeri ve diğer adreslerin tutulmasında kişilerin adres beyan formundaki yazılı beyanı esas alınır. Bildirim nüfus müdürlüklerine, kurumlara ve dış temsilciliklere şahsen yapılır. Adres beyan formundaki bildirimler aksi sabit oluncaya kadar geçerlidir.

(2) Yerleşim yeri adresi aynı konut olan ailenin ergin fertleri birbirlerinin yerine adres beyanında bulunabilirler.

(3) Noterden verilen temsil yetkisini ve bunun kapsamını belirten yazılı belgeyi ibraz edenler, adres ile ilgili beyanda bulunabilirler.

(4) Çocukların ve kısıtlıların adresleri veli, vasi, kayyım, bunların bulunmaması halinde, çocuğun büyük ana, büyük baba veya ergin olan kardeşleri ya da çocuğu yanında bulunduranlar tarafından bildirilir.

(5) Velayet altında bulunan çocuğun yerleşim yeri adresi anne veya babasının adresidir.

(6) Yatılı okul, hastane, huzur evi, yetiştirme yurdu, cezaevi, öğrenci yurdu gibi yerlerde kalanların adresleri ilgili kurum yetkililerince bildirilir.

(7) Vesayet altındakilerin yerleşim yeri adresleri bağlı bulundukları vesayet makamınca nüfus müdürlüğüne bildirilir.

(8) Engellilik, yaşlılık, hastalık gibi beyanda bulunmaya engel hali bulunanlardan yerine beyanda bulunabilecek yakını olmayan kimsesizlerin adres kayıtlarına ilişkin bildirimleri; muhtarlarca elektronik ortamda nüfus müdürlüğüne veya Genel Müdürlüğe, mümkün olmaması halinde ise kâğıt ortamında bulunduğu yerin nüfus müdürlüğüne yapılır."

4721 sayılı Türk Medeni Kanunun 407'nci maddesinde "Bir yıl veya daha uzun süreli özgürlüğü bağlayıcı bir cezaya mahkûm olan her ergin kısıtlanır. Cezayı yerine getirmekle görevli makam, böyle bir hükümlünün cezasını çekmeye başladığını, kendisine vasi atanmak üzere hemen yetkili vesayet makamına bildirmekle yükümlüdür." Hükmü doğrultusunda, bir yıl veya daha uzun süreli özgürlüğü bağlayıcı bir cezaya mahkûm olan hükümlüye vasi atanması kanuni bir zorunluluktur.

4721 sayılı Türk Medeni Kanunun 411'nci maddesinde "vesayet işlerinde yetki, küçüğün veya kısıtlının yerleşim yerindeki vesayet dairelerine aittir.”

4721 sayılı Türk Medeni Kanunun 412'nci maddesi: "Vesayet makamının izni olmadıkça vesayet altındaki kişi yerleşim yerini değiştiremez. Yerleşim yerinin değişmesi hâlinde yetki, yeni vesayet dairelerine geçer. Bu takdirde kısıtlama yeni yerleşim yerinde ilân olunur." hükümleri gereğince;

Ceza infaz kurumunda bulunan hükümlülerin adres değişikliği;
1- Hükümlüler için her ne kadar 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu ve Adres Kayıt Sistemleri Yönetmeliği'nde kurum yetkilileri bildirir dese de hükümlüler için  TMK 412'nci maddesi gereğince öncelikli olarak adres değişikliği için vesayet makamının izni olması gerekmektedir. Buna istinaden vasi ceza infaz kurumundan adres beyan formu ve ceza infaz kurumunda  olduğunu beyan eder yazı ile vasi ceza infaz kurumunun bulunduğu İlçe Nüfus Müdürlüğü'ne başvuru yapmaktadır.
2- TMK 412'nci madde gereği yapılan değişik izni doğrultusunda bu sefer hükümlünün vesayet makamı ceza infaz kurumunun bulunduğu yer Sulh Hukuk Mahkemesi'ne taşınmaktadır. Buda yeni bir iş yeni bir karar yeni bir süreci de başlatarak mahkemelerin iş yoğunluğunun artmasına yol açacaktır.
3- Her ne kadar ceza infaz kurumu ilçe nüfus müdürlüğüne başvuru yapsa da  ilgili mevzuat gereği talepler yerine getirilmemektedir.
 4- Tutuklular için herhangi bir kısıtlama olmadığından ceza infaz kurumu adres beyan formu ve tutuklunun dilekçesi ile başvuru yapılmaktadır.

 Adres değişikliğinin yapılmamasının sonuçları:
1- Hükümlü ülke sınırları içerisinde nüfus kayıtlarında "ilgili kişinin yerleşim yeri adresi yoktur" ibaresi olması durumunda; hükümlüye ceza infaz kurumunda bulunduğu süre zarfında T.C. Kimlik Kartı işlemi çıkartılamamaktadır. Bu haliyle hükümlü resmi işlemlerini de yerine getirememektedir.

2- Adres değişikliği yapılamadığı zaman engelli aylığı bağlanamadı bu haliyle hükümlünün mağduriyeti de devam etmektedir.

Adres değişikliği aynı zamanda iki farklı bakanlığın görev ve yetkileri açısından da yeni bir sorunu da beraberinde getirmektedir.

5275 sayılı kanunda 54-57. maddeler de hükümlü/tutukların kendi ve idari nedenler ile başka kurumlara nakli Adalet Bakanlığı'nca idari bir işlem yapılarak uygulanmakta ancak TMK 412'nci maddesi hükümlüler için başka kuruma nakli demek ikamet adresinin değişikliği olması sebebiyle ilgili vesayet makamının iznine gerek duymaktadır. Bu haliyle Adalet Bakanlığı kendi isteği ile nakil dahil hükümlülerin başka bir ceza infaz kurumuna nakil işlemi için hükümlünün vesayet makamından izin alması gerekmektedir. İş yoğunluğu başta olmak üzere asayiş ve güvenlik sorununu da beraberinde getirmektedir.

Bununla ilgili TMK 412'nci maddesi dışarıda kısıtlı olan vatandaşlar için uygulanabilir olabilir ancak ceza infaz kurumunda kalanlar için gerekli düzenle menin sağlanması hükümlünün  yerleşim yeri adresi özellikle ceza infaz kurumunda bulunanlar için ayrı bir uygulama yapılması gerekmektedir. Aksi takdirde mevcut sorunun çözümüne katkı olmadan yeni bir sorunu da beraberinde getirmektedir. adalet.tv / özel haber

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum