Hukuki zeminde yasal dolandırıcılık nasıl yapılıyor?

Ülkemiz vatandaşları hayatın her alanında stres altında yaşamaya devam ediyor. Ev, araba alırken, internetten alışveriş yaparken kolayca dolandırılabilen vatandaşlarımızın marketlerden de alışveriş yaparken etiket ve gramaj oyunuyla dolandırıldığı biliniyor. Bu kadar stresli bir hayatı yaşayan insanlarımızın yeni korkusu ise “Senet dolandırıcılığı” oldu. İllegal yöntemlerle vatandaşları dolandıranlar kargocu imajıyla evrak adı altında vatandaşlara senet imzalatarak zorluk yaşattığı gelen haberler arasında. Mağdur adına düzenlenen senedin sahte olduğunu kanıtlaması için adliyeye giderek menfi tespit davası açması gerekiyor. Bu süre zarfında ise mağdurun bütün mal varlığına yasal olarak el konuluyor. Mağdur adına haciz işleminin başlamaması için, bahse konu olan senedin üzerindeki tutarın yüzde 20'si kadarının teminat olarak yatırılması isteniyor. Dolandırıcılık olayı tam olarak bu noktada yasal bir zemine kavuşmuş oluyor. Senedin üzerindeki rakamın büyük olması durumda da mağdur kişi bu talebi doğal olarak karşılayamıyor. Dolasıyla davayı da kaybederek ve kısmen hukuki bir zeminde dolandırılmış oluyor. Kanunların çaresiz kaldığı bu noktada binlerce mağdurun bulunduğu ulusal medya da geniş yer buldu. Ayrıca teminat miktarının yatırılması durumda da davanın sonuçlanması ise 3 yıla kadar uzayabiliyor. Yasal süreç mağduru korumuyor aksine daha fazla mağdur ediyor.
 
HUKUKÇULAR: KANUN DEĞİŞMELİ
 
Mağduru değil de dolandırıcıları koruyan bu sistemin değişmesi gerektiğini belirten hukukçular ise büyük şehirlerde bu ve benzer yöntemlerle milyonlarca TL’lik vurgunlar yapıldığını, vatandaşların hukuki zeminde ezildiğini ve dolandırıcıların da bu sayede daha fazla cesaretlendiğini belirtiyor.
 
Dolandırıcıların en sık kullandığı yöntem ile mağdur edilen bir vatandaş; kendini "Kargo görevlisi" olarak tanıtan kişinin gösterdiği kağıda imza atarak milyonlarca lira dolandırılan bir vatandaş, kendi yaşadığı mağduriyeti başkanlarının yaşamaması için yasaların düzenlenmesi gerektiğini belirtiyor. Özellikle kanunda yer alan "Belge sahte olsa da icra ve haciz durdurulamaz" hükmü, çoğu vatandaşın bu tür davaları kaybetmesine neden olduğunu belirtti. kaynak: ulusal medya