11347,70%0,30
40,83% 0,12
47,84% 0,95
4431,67% 0,84
7119,18% 0,73
TBMM'de kurulan Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu, çözüm sürecinin yeni bir aşamasını temsil eden 7. toplantısını gerçekleştirdi. Toplantının dikkat çeken yönü, Türkiye'nin eski Meclis başkanlarının görüşlerini paylaşmaları oldu. Konuşmaların ana eksenini ise genel af, umut hakkı ve anayasal reformlar oluşturdu.
Dönem TBMM Başkanı Hikmet Çetin, özellikle silah kullanmamış örgüt mensuplarının hızlıca topluma kazandırılması gerektiğini vurguladı. “Eylemi olmayanların evlerine dönmesinin yolu açılmalı,” diyen Çetin, silahlı eylemlere karışanların ise “şimdilik affedilmesinin zor” olduğunu belirtti.
Çetin ayrıca, Türkiye'deki Kürt ve Türk halklarının iç içe geçmiş yaşamlarına dikkat çekerek, “100 defa referandum yapsanız bile Kürt devleti için bağımsızlık çıkmaz” sözleriyle birlik mesajı verdi.
Meclis Başkanı Ömer İzgi ise hukukun üstünlüğü ilkesine dikkat çekti. Çocuk yaşta örgüte katılan ancak suça bulaşmamış kişilerin durumunun yeniden değerlendirilmesi gerektiğini belirten İzgi, bu kapsamda anayasa değişikliği dahil tüm seçeneklerin masada olduğunu söyledi.
Ayrıca, Anayasa’nın 66. maddesi ile ilgili yorumlar da gündeme geldi. İzgi, 1924 Anayasası'ndaki “Türkiye ahalisine din ve ırk farkı gözetilmeksizin vatandaşlık itibarıyla Türk denir” ifadesinin yeniden gündeme alınabileceğini belirtti.
Arınç konuşmasında, özellikle Adalet ve Eşitlikçi bir infaz yasası, genel af ve umut hakkı gibi konulara vurgu yaptı. MHP lideri Devlet Bahçeli'nin başlattığı süreci "cesur bir çıkış" olarak değerlendiren Arınç, bu girişimlerin kararlılıkla sürdürülmesi gerektiğini ifade etti.
"Umut Hakkı mutlaka uygulanmalı. Kimlerin faydalanacağı değil, hukuki bir hakkın yerine getirilmesi önemli," diyen Arınç, AİHM kararlarına da mutlaka uyulması gerektiğinin altını çizdi.
Arınç ayrıca, Selim Sadak gibi yurtdışına çıkmak zorunda kalan siyasetçilerin ülkeye dönmeleri gerektiğini söyledi. KHK mağdurlarının yaşadığı zorluklara da dikkat çeken Arınç, "hukuk çerçevesinde" çözüm odaklı adımlar atılması çağrısında bulundu.
Köksal Toptan, İsrail-Filistin çatışmasına atıfla Türkiye’nin bölgede barış için önemli bir rol üstlenebileceğini vurguladı. “Bu komisyonun kurulması bile iyi niyetimizin göstergesi,” diyen Toptan, Türkiye'nin örnek bir model oluşturabileceğini ifade etti.
Meclis Başkanı Mehmet Ali Şahin ise komisyonun artık dinleme sürecinden çıkıp somut adımlara geçmesi gerektiğini vurguladı. “Parti bağı olur ama bu süreçte müstakil ve cesur hareket edin” diyen Şahin, komisyonun çıkardığı düzenlemelerin sadece Türkiye’de değil, Suriye gibi komşu ülkelerde de yankı bulacağını savundu.
Umut Hakkı, uzun süreli hapis cezalarına mahkum edilen kişilerin, belirli koşulları yerine getirdikten sonra bir gün tahliye edilebilme ihtimaline sahip olması anlamına gelir. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararları doğrultusunda, ömür boyu hapis cezalarının da bir gün yeniden gözden geçirilebilmesi gerekmektedir. Türkiye’de bu konuda henüz kapsamlı bir düzenleme yapılmamıştır.
Genel Af, bir suç grubuna yönelik olarak ceza, mahkumiyet veya adli sicil sonuçlarının tamamen veya kısmen ortadan kaldırılması anlamına gelir. Anayasa’ya göre genel af, Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından en az beşte üç çoğunlukla çıkarılır. Genellikle olağanüstü toplumsal barış süreçlerinde gündeme gelir. Arınç ve bazı eski TBMM başkanlarının bu konudaki önerileri, yargıya duyulan güven krizinin aşılması için bir araç olarak değerlendiriliyor.