Uysal, yaptığı yazılı açıklamada, büyük afetin etkilediği diğer bir konu olan eğitimle ilgili çağrıda bulundu.
Deprem bölgesindeki üniversite adaylarının son derece zor koşullarda olduğunu hatırlatan Uysal, şu görüşleri aktardı:
"Bu evlatlarımızın üniversiteye hazırlanma gibi bir şansı kalmadı. Evleri, okulları yerle bir oldu. Ailelerinden, yakın arkadaşlarından vefat edenler ve kayıplar oldu. Ruhsal olarak da büyük yıkım yaşadılar. Konsantrasyonları tamamen ortadan kalkmış durumda. Dolayısıyla böyle bir ortamda üniversite sınavına hazırlık gibi bir motivasyonları tamamen ortadan kalktı.
Burada bir çağrıyı da diğer vakıf üniversitelerimize yaparak seferberlik başlatmak ve el ele vererek, depremzede üniversite adaylarına özel olarak açıklanacak, gerekirse sınavsız yerleşilebilecek yüzde 100 burslu artı kontenjanlar sunmayı teklif ediyorum. Böylece tüm öğrencilerimizin eğitimlerine destek olalım."
Dr. Levent Uysal, "Vakıf üniversitelerine ve YÖK'e sesleniyorum; vakıf üniversitelerine, 6 Şubat depremlerinde zarar gören üniversite adayı öğrencilerimize gerek özel, gerekirse de sınavsız da yerleşilebilecek, yüzde 100 burslu, ekstra kontenjan verilsin. Bizler de bu evlatlarımıza, ücretsiz bir eğitim sunma kaydıyla yükseköğrenim olanağı sunalım. Bu bizim milletimize en büyük borcumuzdur." ifadelerini kullandı.
- "Vakıf üniversitelerinin kuruluş amacına da uygun"
Projenin vakıf üniversitelerinin kuruluş amacına da uygun olduğunu kaydeden Uysal, "Vakıf üniversitelerimiz, adı üstünde 'vakıf' mantığıyla hizmet vermesi gereken kurumlardır. Bu kurumların bir vazifesi de topluma her yönden destek olmasıdır. Elimizdeki imkanları kullanarak, geleceğimizin ışığı gençlerimizin yanında olmanın, onlara bu zor günlerinde destek olmanın zamanı gelmiştir. Tüm vakıf üniversitelerinden ellerini taşın altına koymalarını bekliyorum." yorumunu yaptı.
Nişantaşı Eğitim Vakfı ve İstanbul Nişantaşı Üniversitesi olarak söz konusu fikrin takipçisi olacaklarının altını çizen Uysal, bu konuda tüm ilgili ve yetkililerle görüşerek projeyi anlatmaya hazır olduğunu, gençler ve gelecek için Türkiye'nin ve Türk yükseköğretim ailesinin böyle bir birlik ve beraberliğe ihtiyacı olduğunu sözlerine ekledi.
