Ceza infaz kurumlarında bulunan mahkumların cezaları kesinleştiği zaman aldıkları statü “hükümlü” olarak kayıtlarda güncelleniyor.
Hüküm kesinleştiği zaman müddetname tanzim ediliyor, mahkemenin verdiği cezanın infazına başlanıyor. Mahkeme hakiminin veya mahkeme heyetinin verdiği cezanın tamamen infaz edilmesi için kişinin 2. Kez mükerrir ilam, veya adli para cezası infaz ediyor olması lazım. ŞTGA’yı da ayrı olarak bu duruma katabiliriz.
Ceza bu aşamaya gelince hakimin verdiği cezayı by-pass eden infaz yasaları devreye giriyor. Haberlerde gördüğümüz 3 yıl hapis cezası - 6 yıl hapis cezası gibi ilamlar nazı durumlarda 1-2 günde tahliye olunabiliyorken bazı durumlarda ise aynı cezaları alanlar 3 yıldan fazla yatabiliyor.
İşte infaz yasamız bu kadar karmaşık bir hale geldi. İnfaz hesabını yapan memurlar ve savcılar bile her dosyada açıp kanunu tekrar okumak zorunda kalıyor.
İnfaz yasasını tüm detaylarıyla bilen avukat ise henüz gören olmadı desek yanlış olmaz.
İktidar ve muhalefet partileri yaptıkları açıklamalar ile bu karışıklığın hükümlüler arasında haksızlığa neden olduğunu biliyor. Bu haksızlığı gidermek için de daha sade bir infaz yasası hazırlamak gerekiyor.
İnfaz yasasında yapılan değişiklikler hukukçular tarafından cezaevlerindeki kalabalığı hafifletmek için yapılan düzenlemeler olduğu konusunda hemfikir. Ortalama 2-3 yılda bir kez infaz yasasında irili ufaklı değişiklik yapılıyor.
AK parti ve MHP’den gelen açılmalar yeni bir infaz yasasına ihtiyaç olduğu ve AK partinin bu konuda bir çalışma yaptığı yönünde. Muhalefet partileri ise bu yönde yapılan çalışmaları mahkumların lehine olduğu sürece destekleyen açıkmalar yapıyor. Son olarak MHP Genel Başkan Yardımcısı Feti Yıldız, yeni bir infaz yasasına ihtiyaç olduğunu açıklamıştı.
Açıklanan resmi rakamlar ceza infaz kurumlarının kapasitenin çok üzerinde mahkum barındırdığını gösteriyor. Yargı paketleri ile infaz yasasında yapılan değişiklikler devam mı edecek yoksa 5275 sayılı infaz yaşadı sil baştan mı değişecek hep birlikte göreceğiz.
Partilerin ve hukukçuların ortak mutabakatı ile infaz yasası ve açık- kapalı cezaevi yönetmeliğinin sil baştan değişmesi ülkemizin yararına olacaktır. Zira yapılan değişiklikler 1-2 yıl sonra yeni bir düzenlemeye gebe kalıyor.
2025 yılına girerken bu konunun kapsamlı bir düzenleme ile ülke gündeminden uzun bir süreliğine çıkması yargı camiasını, mahkumları ve onların yakınlarını hatta sosyal medyayı bile rahatlatır. Ülkede bu yönde biriken bir enerji söz konusu, bunu görmezden gelmek sorunu büyütmekten öteye gitmiyor.
