"150 Günde 150 Proje" kapsamında restore edilen yapılar, İBB Genel Sekreter Yardımcısı Mahir Polat'ın katıldığı basın inceleme gezisiyle tanıtıldı.
Haliç Sanat projesiyle, Cibalikapı'dan başlayıp Sveti Stefan Kilisesi'ne kadar uzanan sahil şeridinin bir kültür rotası olması amaçlanıyor.
Etkinlikte konuşan İBB Genel Sekreter Yardımcısı Mahir Polat, Haliç Sanat projesinin tarihi Fener Evleri'ni sanat ve yaşam alanına dönüştürmeye yönelik bir proje olduğunu belirterek, bölgedeki yapıların İstanbul'un mimari ve şehir tarihinde çok önemli yerleri olduğunu söyledi.
Polat, "Bu yapılar İstanbul'un en görkemli zamanlarının en seçkin ticari zümreleri tarafından kullanılıyordu. Ziyaretçiler bunun izlerini görebilecekler. Restorasyon bizim için sadece binaların yenilenmesi değil tarihi izlerin de nasıl anlaşılması gerektiğine ilişkin çıta kurmak." dedi.
Üç yapının restorasyonunu tamamladıklarını ve proje kapsamında restorasyonlara devam edeceklerini ifade eden Polat, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Tarihsel izlere hürmet eden, dokuyu koruyan bir restorasyon ilkesiyle hareket ettik. Bu gördüğümüz yapılar İstanbul'un kent mimarisinde bilinmeyen stillerde iç mekanlara sahip. Bu bakımdan bahçesi, restorasyon anlayışı ile bu yapıları kurtarmış olmanın gururunu yaşıyoruz. Fener Evleri'ne yakışan bir fonksiyonu kazandırdık. Kültür sanat insanlarının çabalarına kapı açan mekanlar olması çok anlamlıydı. Bu üç yapının her birisini birer sanatçıya teslim ederek, burada kültür sanat etkinliklerini hayata geçirmiş olduk. Burası geçici dönem sergileriyle sanatçılara teslim edilecek ve her periyotta İstanbullu sanatçılar burada eserlerini gösterebilecekler. İstanbul'a eşsiz sergi salonları kazandırdık."
Haliç Sanat projesi kapsamında restorasyonu tamamlanan mekanlardan Haliç Sanat 1'de Vahap Avşar'ın "Özgürlük Operasyonu", Haliç Sanat 2'de Fatih Alkan'ın "Devinen Devrim", Haliç Sanat 3'te ise Hülya Özdemir ve Ferhat Satıcı eserlerinden oluşan "Solgun Yolların Gölgesinde" sergisi ziyaretçilerini bekliyor.
Sergiler, 9 Mart'a kadar ücretsiz bir şekilde izlenebilecek.
Adını Fener semtinden alan Fener Evleri, 18. yüzyılda bölgede değişim göstermeye başlayan yaşam biçimlerinin ve yapı alanlarındaki yeni üslup arayışlarının bir yorumu.
Dönemin İstanbul sivil mimarisinde önemli bir yer tutan yapılar, "Fenerli Beyler" olarak bilinen Osmanlı yöneticileri tarafından, büyük konutların "selamlık" ya da "divanhanesi" olarak inşa ettirilen yapılar olarak biliniyor.
Evlerin, Rum mimarisinin yapı tekniğini yansıtmakla birlikte bezeme ve mekan biçimlenişi bakımından Osmanlı yapılarıyla da büyük benzerlikler taşıdığı kayıtlara geçen bilgiler arasında yer alıyor.
