Fransa’da cezaevi sistemi, Adalet Bakanlığı’na bağlı Cezaevi İdaresi Genel Müdürlüğü (Direction de l’administration pénitentiaire) tarafından yönetilmektedir. Ülkede 2024 itibarıyla toplamda 187 cezaevi bulunmaktadır. Bu cezaevleri farklı kategorilere ayrılır:
Maison d'arrêt (Tutukevleri): Henüz hüküm giymemiş veya kısa süreli cezaya çarptırılmış kişilerin kaldığı cezaevleridir.
Centre de détention (Düzeltme merkezleri): Rehabilitasyon odaklı, orta riskli mahkûmlar içindir.
Maison centrale (Merkez cezaevleri): Uzun süreli ve ağır suçlardan hüküm giymiş mahkûmlar burada tutulur.
Établissements pour mineurs (Çocuk ve gençlik cezaevleri): 13-18 yaş arası hükümlüler için ayrılmıştır.
Fransa cezaevlerinde yaklaşık 73.000 mahkûm bulunmaktadır. Bu sayı, ülkenin resmi kapasitesini aşmış durumdadır. Cezaevlerinin ortalama doluluk oranı %120’lere ulaşmış olup bazı hapishanelerde bu oran %150’nin üzerindedir.
Hırsızlık ve mala zarar verme (%25)
Uyuşturucu ile ilgili suçlar (%20)
Şiddet suçları (%18)
Cinsel suçlar (%10)
Terör suçları ve organize suçlar (%5)
Özellikle Paris, Marsilya ve Lyon gibi büyük şehirlerde tutuklu sayısı oldukça yüksektir.
Fransa’nın cezaevi sistemi en çok bu sorunla anılıyor: Aşırı doluluk.
Koğuşlar kapasitesinin çok üzerinde dolu.
Mahkûmlar bazen üç veya dört kişi aynı hücreyi paylaşıyor.
Bazı cezaevlerinde ortak alan, egzersiz alanı, hijyen ve havalandırma sorunları büyük bir kriz noktasına gelmiş durumda.
Bu durum, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi tarafından da defalarca raporlanmış ve Fransa’ya karşı çeşitli davalarda hak ihlali kararı verilmiştir.
Fransız cezaevlerinde mahkûmlar genellikle yalnızlık, izolasyon ve sosyal temas eksikliği şikayetinde bulunmaktadır. Fiziksel koşullar dışında psikolojik destek hizmetlerinin eksikliği de ciddi bir sorundur.
Bazı cezaevlerinde haftalık 1-2 saatlik açık hava izni dışında dış dünya ile temas yoktur.
Eğitim ve meslek edinme programları yetersiz sayıda ve kapasitededir.
Cezaevlerinde psikolog ve sosyal hizmet uzmanı sayısı, mahkûm başına oldukça düşüktür.
Fransa’daki cezaevlerinde yabancı uyruklu mahkûmların oranı oldukça yüksektir: %20-25 civarında.
Bu durum, hem kültürel çatışmalara hem de cezaevi yönetiminde iletişim sorunlarına yol açmaktadır. Göçmenlerin yoğun olarak bulunduğu banliyölerden gelen mahkûmlar, cezaevlerinin sosyal dokusunu da etkilemektedir.
Fransa cezaevi sistemi, son yıllarda rehabilitasyon temelli reformlar yapmayı amaçlamaktadır. Bu kapsamda:
Bazı cezaevlerinde çalışma atölyeleri, spor salonları ve sanat etkinlikleri başlatılmıştır.
Eğitim programları ile okuryazarlık oranı yükseltilmeye çalışılmaktadır.
Psikolojik destek ve terapi hizmetleri artmaya başlamıştır.
Ancak bu uygulamalar henüz sınırlı sayıda kurumda aktif olup ülke genelinde yaygın değildir.
Fransa, cezaevi sisteminin yükünü azaltmak için alternatif ceza uygulamalarına ağırlık vermeye başlamıştır. Özellikle ilk suçlular, düşük riskli suçlarda hüküm giymiş olanlar için şu uygulamalar dikkat çekiyor:
Écrou à domicile (Ev hapsi)
Bracelet électronique (Elektronik kelepçe)
Travail d'intérêt général (Kamu hizmeti cezası)
Bu uygulamalar, hem cezaevlerindeki doluluğu azaltıyor hem de topluma entegrasyonu kolaylaştırıyor.
Fransız kamuoyunda cezaevleriyle ilgili ikiye bölünmüş bir algı mevcut:
“Cezaevleri suçlular için çok yumuşak, daha caydırıcı olmalı.”
“Cezaevleri insanlık dışı, rehabilitasyon temelli reformlar yapılmalı.”
Bu tartışma, siyasetçilerin ve hukukçuların da gündeminde. Son yıllarda birçok raporda, cezaevlerinin toplumdan kopuk, izole yapılar olmaktan çıkarılması gerektiği savunulmaktadır.
Fransa cezaevi sistemi, bir yandan Avrupa hukuk değerlerine bağlı kalmaya çalışırken, diğer yandan altyapı, doluluk, insan hakları ve sosyal entegrasyon sorunlarıyla yüzleşmektedir. Katı yapıdan rehabilitasyon odaklı bir sisteme geçiş çabaları henüz sınırlı sonuç vermekte.
Günümüz Fransa’sı için cezaevi sistemi yalnızca suçun değil, eşitsizliğin, yoksulluğun ve sosyal dışlanmanın da bir yansıması haline gelmiş durumda. Bu yüzden gerçek bir reform, yalnızca cezaevlerinin değil, toplumsal yapının da yeniden inşasını gerektiriyor.