10189,02%1,08
39,76% -0,17
47,04% 0,02
4282,44% 0,17
6823,45% -0,43
Diyarbakır'da geçen yıl kaybolduktan 19 gün sonra dere yatağında cansız bedeni bulunan 17 yaşındaki Narin Güran’ın öldürülmesine ilişkin dava sürecinde önemli bir gelişme yaşandı. Diyarbakır Barosu, olayın baş şüphelilerinden biri olan Nevzat Bahtiyar’a verilen 4 yıl 6 ay hapis cezasını yetersiz bularak Yargıtay’a temyiz başvurusunda bulundu.
21 Ağustos 2024’te Diyarbakır’ın Bağlar ilçesine bağlı kırsal Tavşantepe Mahallesi'nde kaybolan Narin Güran, günler süren arama çalışmalarının ardından 8 Eylül 2024’te dere yatağında ölü olarak bulundu. Genç kızın ölümü büyük yankı uyandırmış, olayla ilgili olarak yakınları ve komşuları dahil 4 kişi gözaltına alınmıştı.
Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesi'nde açılan davada; amcası Salim Güran, annesi Yüksel Güran ve ağabeyi Enes Güran, “İştirak halinde çocuğa karşı kasten öldürme” suçlamasıyla yargılandı. Aynı suçlama, cesedi olay yerine taşıdığını itiraf eden komşu Nevzat Bahtiyar için de geçerliydi. Ancak mahkeme, 28 Aralık 2024 tarihli karar duruşmasında Bahtiyar hakkında sadece “suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme” suçundan hüküm vererek 4 yıl 6 ay hapis cezasına karar verdi. Diğer üç sanık ise ağırlaştırılmış müebbet hapse çarptırıldı.
Diyarbakır Barosu, Nevzat Bahtiyar’a verilen cezanın yetersiz olduğu gerekçesiyle temyiz yoluna başvurdu. Baro tarafından hazırlanan temyiz dilekçesinde, Bahtiyar’ın da diğer sanıklarla birlikte suça iştirak ettiğine dair delillerin göz ardı edildiği vurgulandı. Dilekçede, sanığın olay yerinde aktif rol oynadığı, cesedi taşıdığı ve sanıklarla sürekli irtibat halinde olduğu belirtilerek, hakkında da “çocuğa karşı kasten öldürme” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilmesi gerektiği ifade edildi.
Temyiz dilekçesinde, ilk derece mahkemesinin sanık hakkında yaptığı suç vasfı nitelemesinin eksik ve hatalı olduğu kaydedildi. Ayrıca Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesi’nin istinaf başvurusunu reddetmesi ve yerel mahkemenin kararını onaması da eleştirildi. Baro, tüm bu gelişmeler ışığında Yargıtay’a başvurarak kararın yeniden değerlendirilmesini talep etti.
Baro ayrıca, Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi’nin davaya katılma taleplerinin reddedilmesine de itiraz etti. Dilekçede, Baro’nun davaya katılımının hem adil yargılanma sürecine katkı sunduğu hem de kamu yararını gözettiği vurgulandı.