10622,47%-1,54
42,23% 0,00
49,03% 0,40
5624,02% 0,75
9304,15% 1,40
Ekvador’da cezaevi sistemi yeniden ülke gündeminin merkezine oturdu. Geçtiğimiz Pazar günü ülkenin güneyindeki Machala Cezaevi’nde yaşanan ağır isyan, en az 31 mahpusun ölümüne yol açtı. Yetkililer, hayatını kaybedenlerin 27’sinin olayların bastırılmasından sonra koğuşlarında asılı halde bulunduğunu açıkladı. Saldırıların arka planı, cezaevi rejiminin güvenlik politikaları ve uyuşturucu çeteleri arasındaki güç mücadelesi yeniden tartışmaya açıldı.
İsyanın fitilini ateşleyen “yüksek güvenlikli cezaevi sevkleri” iddiası
Olayların başlamasına ilişkin ilk bilgiler, mahkumların yüksek güvenlikli yeni bir cezaevi kampüsüne sevk edileceklerine dair haberlerin yayılmasıyla gerilimin tırmandığını gösteriyor. Gece yarısı 03.00 sularında başlayan çatışmalar kısa sürede büyüdü. İlk belirlemelere göre 4 mahpus hayatını kaybederken 33 kişi yaralandı. İsyan, özel harekât polislerinin müdahalesiyle kontrol altına alındı ancak ardından cezaevi içinde çok daha vahim bir tabloyla karşılaşıldı.
Cezaevinde yapılan incelemelerde 31 mahpusun öldüğü belirlendi. Özellikle 27 kişinin koğuşlarında asılı halde bulunması, olayların yalnızca bir isyan değil, sistematik bir güvenlik ve yönetim krizine işaret ettiğini ortaya koydu. Bu durum, yüksek güvenlik stratejisinin gerçekten çözüm olup olmadığını sorgulayan uzmanları harekete geçirdi.
Cezaevleri: Çetelerin yeni savaş alanı
Ekvador’da cezaevi şiddeti yeni bir mesele değil. 2021’den bu yana yaşanan isyanlarda 500’ü aşkın mahpus hayatını kaybetti. Cezaevlerinin, Kolombiya ve Peru arasındaki milyonlarca dolarlık kokain rotasını kontrol etmeye çalışan uyuşturucu çetelerinin savaş alanına dönüştüğü belirtiliyor. Devletin cezaevleri üzerindeki kontrolünün zayıflaması, çetelerin içeride örgütlenmesini kolaylaştırırken dışarıdaki çatışmaları da cezaevlerine taşımış durumda.
Güvenlik kaynakları ise suç örgütlerinin cezaevlerini operasyon merkezi gibi kullandığını, şiddetin temel nedeninin çeteler arasındaki hâkimiyet mücadelesi olduğunu savunuyor. Buna karşın reform savunucuları, çetelerin yalnızca bir sonuç olduğunu, asıl problemin cezaevlerindeki aşırı kalabalık, yolsuzluk ve yetersiz devlet denetimi olduğunu vurguluyor.
Medya ve uzmanlar: Sert politikalar krizi derinleştiriyor
Ülkedeki muhalif medya kuruluşları, son isyanın Başkan Daniel Noboa yönetiminin mahkumları yeni bir yüksek güvenlikli tesise sevk planı nedeniyle patlak verdiği görüşünde birleşiyor. Eleştirmenlere göre hükümetin “sert güvenlik politikaları”, çetelerin direnişini tetikliyor ve cezaevlerindeki kırılgan dengeleri daha da bozuyor.
Reform yanlısı sivil toplum kuruluşları, cezaevlerinin aşırı kalabalık ve yozlaşmış yapısının köklü bir değişim gerektirdiğini, yalnızca yüksek güvenlikli yeni tesisler inşa etmenin sorunun temelini çözmediğini ifade ediyor. Bu gruplara göre devletin güvenlik yaklaşımı, şiddeti durdurmak yerine yalnızca cezaevleri içindeki güç mücadelelerini daha kanlı hale getiriyor.
Hükümetin savunması: “Çetelerin gücünü kırmanın tek yolu sert tedbirler”
Cumhurbaşkanı Noboa ise eleştirileri reddederek sert güvenlik politikalarının zorunlu olduğunu savunuyor. Noboa yönetimine göre anayasa değişiklikleri, yabancı askeri iş birlikleri ve yüksek güvenlikli cezaevleri, örgütlü suçla mücadelede devletin elini güçlendiriyor. Hükümet, çetelerin kontrolünü kırmak için “güçlü, kararlı ve tavizsiz” adımlar atılması gerektiğini ifade ediyor.
Ancak reformcular, hükümetin suçla mücadele yaklaşımının, ceza sistemi içindeki yapısal sorunları göz ardı ettiğini ve aşırı güç kullanımının şiddetin daha da tırmanmasına neden olduğunu öne sürüyor. Uzmanlara göre cezaevlerinde güvenliğin sağlanması için yalnızca fiziksel tedbirler değil, aynı zamanda şeffaf yönetim, denetim mekanizmaları, rehabilitasyon programları ve yolsuzlukla etkin mücadele gerekiyor.
Son yaşanan olay, Ekvador’un cezaevi sisteminin uzun süredir devam eden güvenlik krizinin yeni bir aşamaya geçtiğini gösteriyor. Ölümlerin artması, devlet kontrolünün zayıflaması ve çetelerin etkisinin derinleşmesi, ülkeyi Latin Amerika’nın en tehlikeli cezaevi yapılarından birine dönüştürmüş durumda. Tartışmaların odağında ise tek bir soru bulunuyor: Sert güvenlik stratejisi çözüm mü, yoksa şiddeti daha da mı artırıyor?
Önümüzdeki dönemde hükümetin politika tercihleri, hem cezaevlerindeki şiddetin seyri hem de ülkenin genel güvenlik dengesi açısından kritik önem taşıyacak.