Gazeteci İsmail Saymaz, bugünkü köşe yazısında, Sincan F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevi'nde 18 Ağustos 2021 günü F-1 koğuşundaki aramada bulunan el yapımı sirkeler dolayısıyla 11 kadına “yasak eşya sokmaktan” dava açıldığını yazdı.
“Cezaevinde sebze ve meyvelerden sirke yapmak suç mu?” diye soran Saymaz, “Ankara Batı Asliye Ceza Mahkemesi'nde 11 kadın hükümlü hakkındaki iddianameye göre beş yıla kadar ceza vermeyi gerektiren bir suç üstelik!” ... “Sincan F Tipi Kapalı Cezaevi'nde 18 Ağustos 2021'de F-1 koğuşundaki aramada beş litre su şişesi bulundu. Şişede suyla karıştırılan ve içerisinde meyve parçacıkları bulunan sıvı ele geçirildi. J-2 koğuşunda da karışım içeren iki soda şişe çıktı. Yapılan incelemede 'uyuşturucu ve uyarıcı madde içermediği, ancak etil alkol ihtiva ettiği' diyerek tepkisini dile getirdi.
CEZAEVİ KANTİNİNDE SATILAN ÜRÜNLER İLE YASAKLI MADDE ÜRETMEK MÜMKÜN MÜ?
Cezaevi kantinlerinde satılan ürünler ile yasak madde yapabilmek mümkün. Daha önceki yıllarda bunun yüzlerce örneği ortaya çıktı, tükenmez kalem ve tıraş makinelerinin motorları ile dövme makinesi yapılabiliyor, telefon kartları ile iskambil kâğıdı, çekpas sapı ile kavga gereci, radyo ile telsiz yapmak, el işi örgü araçlarından delici kesici alet yapmak mümkün. Diş fırçasının plastik sapını ısıtıp ucuna kalem traş bıçağını monte edip memurların yüzünü yaralayan kaç vaka var? Acaba bu sayıları biliyorlar mı bu yazıları yazanlar... Mahkumlar yaptıkları bu ve benzer eşyalar ile görevli infaz ve koruma memurlarına saldırabiliyor ayrıca örgüt içi gizli haberleşme yöntemi olarak kullanabiliyor. Bu örnekleri çoğaltabiliriz.
