Anayasa Mahkemesi (AYM) Başkanı Kadir Özkaya, Ankara Bilim Üniversitesi’nde düzenlenen “Anayasa Mahkemesinde Bireysel Başvurunun Türk Hukukuna Etkisi” başlıklı sempozyumda dikkat çekici açıklamalarda bulundu. Özkaya, bireysel başvuru sisteminin zamanla gelişerek Türk hukuk sisteminde dönüştürücü bir rol üstlendiğini ifade etti.
Özkaya, bireysel başvuru sistemine yönelik en yaygın eleştirilerden birinin AYM’nin Yargıtay ve Danıştay’ın üstünde bir temyiz merci gibi hareket ettiği iddiası olduğunu belirtti. Ancak bu eleştirinin yanlış bir temele dayandığını vurgulayarak, bireysel başvuruların yalnızca Anayasa ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini söyledi.
Bireysel başvuru yapılabilmesi için iç hukuk yollarının tüketilmesi gerektiğini hatırlatan Özkaya, “Yargıtay, Danıştay, istinaf ya da ilk derece mahkemelerinden geçen ve kesinleşen kararlar, ancak temel hak ihlali iddiası varsa AYM gündemine gelir” dedi.
Özkaya, Anayasa Mahkemesi’nin yaptığı incelemelerin bir temyiz denetimi değil, anayasal denetim olduğunun altını çizerek şunları söyledi:
“Adli ya da idari yargı organları kanunlara uygunluk denetimi yapar. Anayasa Mahkemesi ise kararları, anayasa hükümleri çerçevesinde değerlendirir. Kanun yolunda gözetilmesi gereken unsurlar, bireysel başvuru kapsamında incelenemez. Ancak bariz takdir hatası veya açık keyfilik varsa AYM devreye girer.”
Özkaya, bireysel başvuru sürecinde verilen ihlal kararlarının oranı hakkında da bilgi verdi. AYM’nin adli yargıya ilişkin bireysel başvurularda ihlal oranının %3-3,5, idari yargı başvurularında ise %2,5-3 arasında olduğunu belirtti. Bu oranların, temyiz mercilerinin bozma oranlarına kıyasla çok daha düşük olduğunu vurguladı.
Sistemin, yalnızca bireysel hak ihlallerinin önüne geçmekle kalmadığını belirten Özkaya, aynı zamanda Türk yargısında evrensel hukuk normlarına dair farkındalık yarattığını ifade etti:
“Bireysel başvuru sistemi, temel hak ve özgürlüklerin korunması konusunda yargı mercilerinde farkındalık oluşturdu. Evrensel standartlar artık daha yaygın şekilde uygulanıyor. Bu da yargı kalitesine olumlu yansıyor.”