10972,63%0,15
40,66% 0,17
47,36% -0,19
4443,86% 0,22
7119,76% 0,58
Anayasa Mahkemesi'nden (AYM), tazminat davaları için emsal niteliğinde önemli bir karar çıktı. Tıbbi bir ihmal sonucu felç kalan bir kişinin açtığı davada, tazminatın artırılan kısmına uygulanan faiz hesaplamasının farklı bir tarihten başlatılması, “etkili başvuru hakkı”nın ihlali olarak değerlendirildi. Bu karar, idare kaynaklı zararların tam olarak tazmin edilmesinde önemli bir dönüm noktası olabilir.
Başvurucu, geçirdiği ameliyat sonrası idarenin hizmet kusuru nedeniyle felç kaldı. Bu durumun yarattığı maddi ve manevi zararlar için mahkemede dava açtı. Yargılama süreci devam ederken, bilirkişi raporu sonucunda belirlenen tazminat miktarı, başlangıçta talep edilenden daha yüksek çıktı.
Ancak, tazminatın artırılan kısmı için faiz başlangıç tarihi tartışmaya yol açtı. Danıştay, bu ek tazminat miktarının faizinin, davanın açıldığı tarihten değil, tazminat artırım talebinin idareye tebliğ edildiği tarihten itibaren hesaplanması gerektiğine karar verdi. Bu kararla birlikte, tazminatın bir kısmı yaklaşık 9 yıl boyunca faizsiz kaldı ve değer kaybına uğradı.
Başvurucu, tazminatın tam olarak karşılanmaması nedeniyle Anayasa Mahkemesi'ne başvurdu. AYM, yaptığı incelemede Danıştay'ın bu yaklaşımının, zararın tam anlamıyla giderilmesine engel olduğunu belirtti.
AYM'nin kararına göre, idari yargıda tazminat miktarını artırma imkanının temel amacı, idarenin verdiği zararın tam olarak karşılanmasıdır. Ancak, faiz başlangıcını farklı tarihlerden hesaplamak, bu amacın gerçekleşmesini engelliyor ve başvurucunun hak arama sürecini pratik olarak etkisiz hale getiriyor.
Anayasa Mahkemesi'nin bu kararı, Danıştay İçtihatları Birleştirme Kurulu'nun (İBK) daha önce aldığı bir kararı da destekler nitelikte. İBK, tam yargı davalarında artırılan miktar için de faizin, ilk davada talep edilen miktar için geçerli olan tarihten itibaren hesaplanması gerektiğine hükmetmişti. AYM'nin bu emsal kararı, benzer davalarda aynı uygulamanın yaygınlaşmasının yolunu açabilir.