10413,46%0,80
40,17% 0,23
47,07% 0,09
4316,38% 0,77
6873,20% 0,54
Her yıl olduğu gibi bu yıl da adli tatil, 20 Temmuz'da başlayacak ve 31 Ağustos'ta sona erecek. Bu tarihler 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 102. maddesiyle açık şekilde belirlenmiştir. Tatil, 1 Eylül itibarıyla adli yılın başlamasıyla sona ermiş sayılır.
Adli tatil sürecinde tüm yargı organları tamamen kapalı değildir. Yalnızca istisnai davalara bakılmak üzere sınırlı bir yargı faaliyeti yürütülür. Bu kapsamda nöbetçi mahkemeler görev yapar. İşte adli tatilde görülen bazı davalar:
Tutuklu ve acil işler (tutukluluğun incelenmesi, tahliye talepleri)
Nafaka davaları
İhtiyati tedbir talepleri
İcra-iflas işlemleriyle ilgili bazı durumlar
İş ve Sosyal Güvenlik Hukuku’na ilişkin bazı uyuşmazlıklar
Ceza yargılamalarında ise adli tatil, süreci yavaşlatsa da durdurmaz. Savcılıklar görevini sürdürürken, Sulh Ceza Hakimlikleri ve Ağır Ceza Mahkemeleri gibi birimler belirli davalara bakmaya devam eder.
Evet. Savcılıklar adli tatilde kesintisiz hizmet vermeye devam eder. Özellikle soruşturma işlemleri, gözaltı kararları, tutuklama istemleri gibi acil konular tatil sürecinde de yürütülür. Vatandaşlar bu dönemde suç duyurusunda bulunabilir, ifade verebilir veya savcılık nezdinde gerekli işlemleri sürdürebilir.
Adli tatil uygulaması Türkiye’de uzun yıllardır süregelen bir gelenektir. Modern anlamda adli tatilin çerçevesi, 1960’lı yıllarda netleşmiş ve 2011 yılında yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile yasal zemine kavuşmuştur. Bu sayede yargı mensuplarına, özellikle hâkim ve savcılara dinlenme ve akademik çalışma fırsatı sunulması amaçlanmıştır.
Evet, adli tatilde dava açılması mümkündür. Ancak açılan davaların büyük çoğunluğu, tatil sonrasında işlem görür. Acil niteliği bulunan davalar ise nöbetçi mahkemeler tarafından değerlendirilir.
Sonuç olarak, adli tatil, yargının tamamen durduğu değil, daha sınırlı ve ihtiyaca yönelik çalıştığı bir dönemdir. Vatandaşların bu süreci doğru anlaması ve işlemlerini buna göre planlaması önem taşır.