11193,88%-0,40
42,61% 0,05
49,71% 0,32
5751,18% -0,27
9292,05% 0,12
Türkiye’de uzun süredir tartışma konusu olan 11. Yargı Paketi, Adalet Komisyonu’ndan geçerek TBMM gündeminde yeni bir aşamaya taşındı. Ancak paket yasama sürecinde ilerlerken, düzenlemeye yönelik eleştiriler de giderek artıyor. Bağımsız İstanbul Milletvekili Mustafa Yeneroğlu, yaptığı kapsamlı değerlendirmede, paketin “yıllardır kronik hâle gelen adalet krizine gerçekçi bir çözüm sunmadığını” belirterek hükümete sert sözlerle yüklendi. Paketin Resmi Gazete'de yayınlanmasının ardından en az 55 bin civarında hükümlünün tahliye olması ve bir o kadarının da açık ceza infaz kurumuna ayrılması bekleniyor. Pakette son saniyede yapılan değişiklik ile bazı suçlar kapsam dışına alınmıştı.
İnfaz yasasında yapılacak değişiklik ile covid düzenlemesi olarak bilinen değişikliğin kapsamı genişletilecek ve cezası kesinleşmediği için faydalanamayan hükümlüler bu defa lehe olan hükümlerden faydalanmış olacak. Cezaevlerinde adliyelerde düzenlemeden faydalanacak hükümlüler için çalışma yapıldığı aktarıldı.
Meclis’te düzenlediği basın toplantısında konuşan Yeneroğlu, Türkiye’de yargıya duyulan güvenin tarihsel bir dip seviyede olduğunu ifade etti. “Her yeni paket, reform beklentisiyle duyuruluyor ancak hiçbiri hukuksuzluk ve güvensizlik ortamını giderecek köklü değişiklikler sunmuyor” diyen Yeneroğlu, mevcut düzenlemelerin “yüzeysel ve günü kurtarmaya yönelik” olduğunu savundu.
Özellikle son dönemde gündeme gelen “kent uzlaşısı” soruşturmalarına dikkat çeken Yeneroğlu, seçmen iradesinin kriminalize edildiğini belirterek şöyle konuştu:
“İktidar, sistemdeki büyük kırılmaları görmezden geliyor. Derinleşen adalet krizine rağmen yapılan her düzenleme, yalnızca makyaj niteliğinde kalıyor.”
Konuşmasında Kovid-19 döneminde yapılan infaz düzenlemelerine de değinen Yeneroğlu, bu sürecin toplumda büyük bir eşitsizlik algısı yarattığını vurguladı. “Adalet duygusunu zayıflatan çifte standartları görmeden gerçek bir reformdan söz edemeyiz” diyen Yeneroğlu, Türkiye’de hukuk sisteminin “doldur-boşalt döngüsü” içinde sıkıştığını ifade etti.
Milletvekiline göre, sorun yalnızca cezaevlerinin kapasitesini azaltmakla çözülemiyor. Yeneroğlu, “Sorunlar çözülmedikçe aynı döngü devam edecek. İnsanlar hukuki güvenceden yoksun bir ortamda yaşamaya mahkûm ediliyor” diyerek tepkisini dile getirdi.
Yargı Paketi, Adalet Komisyonu’ndaki uzun tartışmaların ardından kabul edildi. Paket, icra-iflas hukukundan avukatlık disiplin hükümlerine, kamu ihale süreçlerinden sosyal medya düzenlemelerine kadar birçok farklı başlıkta değişiklik içeriyor. Önümüzdeki günlerde TBMM Genel Kurulu’nun gündemine alınması beklenen düzenleme, yasama maratonunun en sıcak başlıklarından biri olmaya devam edecek.
Genel Kurul sürecinin başlamasıyla birlikte pakette yer alan tüm maddelerin kamuoyunda yeniden tartışılması ve yeni siyasi değerlendirmelerin yapılması bekleniyor.
Harç veya teminat yatırmadan ihalenin feshi talep edenlerin başvurusu, mahkeme tarafından dosya üzerinden kesin olarak reddedilecek.
Eksik teminat yatıranlara iki haftalık kesin süre verilecek; süre dolarsa talep otomatik olarak düşecek.
Bir yıl içinde yapılan ve alışılmış hediyeler kapsamına girmeyen ivazsız tasarruflar iptale tabi tutulacak.
Yeni düzenleme ile evlatlık ilişkisi, kayın hısımları, kan bağı hısımları ve ortak konutta yaşayan kişiler arasında gerçek değerden uzak yapılan işlemler “bağışlama” sayılarak hukuki işlem kapsamına alınacak.
Başvurularda esas alınacak tutar, davanın açıldığı tarihteki değer üzerinden belirlenecek.
Disiplin cezaları “uyarma, kınama, para cezası, işten çıkarma, meslekten çıkarma” olarak yeniden düzenlendi.
Beş yıl içinde tekrar disiplin suçu işleyen avukatlar için ceza bir derece ağır uygulanacak.
İtirazen şikâyet başvurularında, başvurunun haklılık oranına göre bedel iadesi yapılabilecek. Ancak başvurunun reddedilmesi veya ihalenin iptal edilmesi halinde iade yapılmayacak.
Yargı Paketi’nin Genel Kurul gündemine yaklaşmasıyla birlikte hem hukuk çevreleri hem de siyasi aktörler, düzenlemenin eksik ve sorunlu buldukları yönlerini daha yüksek sesle dile getiriyor. Türkiye’de yargıya güvenin artırılması ve hukukun üstünlüğünün güçlendirilmesi beklentilerine rağmen, paketin bu beklentileri karşılayıp karşılamayacağı ilerleyen günlerde daha net ortaya çıkacak.