FETÖ'nün gizli haberleşme yöntemleri deşifre oldu

FETÖ / PDY'nin örgüt içerisinde kullanmış olduğu gizli haberleşme yöntemleri devletimizin ilgili birimleri tarafından deşifre edildi.

FETÖ'nün gizli haberleşme yöntemleri deşifre oldu
Editör: adalet.tv
01 Haziran 2021 - 21:21
Örgüt mensupları tarafından haberleşmede kullanılan yöntemler: Ru be ru (yüz yüze), kurye kullanmak, cep telefonu, özel not, internet ağı, sosyal medya, basın yayın organları aracılığıyla genel açıklamadır. Birinci derecede iletişim şekli ru be ru (yüz yüze) şeklindedir. Buna göre, acil durumlarda görüşülmesi gereken bir kişi veya konu varsa mutlaka yüz yüze gerçekleştirilmekte, mecbur kalınmadıkça telefonla görüşme yapılmamaktadır. 

Mobil veri ile iletişime imkân tanıyan Skype, Tango, Bylock, Line, Eagle, Kakaotalk vb. programlar da düşük maliyetli olması ve mesajlaşmaların şifrelemek suretiyle korunması sebebiyle sık tercih edilen haberleşme yöntem ve araçlarıdır. Canlı kurye kullanılması en sağlıklı haberleşme yöntemlerinden biri olarak kabul edilmekte, özellikle Gülen ile haberleşmede çoğunlukla bu yöntem kullanılmakta, talimat almak yahut faaliyetler hakkında bilgi vermek amacıyla ABD’nin Pensilvanya Eyaletine gidilerek yüz yüze görüşülmekte ve talimatlar bizzat kendisinden alınmaktadır. 

Örgütün önemli bir ayağını toplumun çeşitli kesimlerinden özellikle de kırsal bölgelerden şehirlere gelen fakir aile çocukları oluşturmaktadır. Örgütün okul ve dershanelere yönelmesinin temel amacı örgüte öncülük edebilecek ve zamanla kadrolarında yer alabilecek zeki kişileri yetiştirmektir. Bu kapsamda, ortaokul ve lise döneminden başlayarak örgüt eleman kazanmak amacıyla piknik, yemek adı altında toplantılar düzenlemekte, bu toplantılarda öğrenciler örgüte bağlı etüt merkezlerine ve dershanelere yönlendirilmekte ve söz konusu yerlerde öğrencilerden sorumlu örgüt mensupları bulunmaktadır. Örgütle teması sağlanan öğrenciler ağabeylerin veya ablaların sorumlu oldukları evlere dağıtılmaktadır. Her öğrenciye kod adı verilmektedir. Mülki idare, emniyet, TSK ve yargı gibi stratejik kurumlar için hazırlanacak öğrenciler, daha özel şartlarda seçilip, özel şartlarda hazırlanmaktadır. Bunlara hücre tipi yapılanma modeli uygulanmakta; askeri okullara, Polis Akademisi ve Polis Koleji'ne sokulacak öğrenciler, kesinlikle kendi dershanelerine gerçek isimleri ile kayıt edilmemektedir. Bu öğrencilere sınav soruları önceden verilerek ezberletilmekte ve bu husus örgüt jargonunda “Fetih okutmak” olarak adlandırılmaktadır. 

Üniversite döneminde, öğrenciler örgüt mensuplarınca yurtlarına veya ışık evi olarak adlandırılan örgüt evlerine yerleştirilmekte, bazı örgüt mensupları ise Kredi Yurtlar Kurumuna bağlı yurtlarda kalarak örgüte öğrenci kazandırmaya çalışmaktadır. Ev ve yurtlarda kalan öğrencilerden sorumlu olan ve kod isim kullanarak örgütün gizlilik kuralına riayet eden abi veya ablaların asıl görevi, öğrencilerin örgütle bağının kuvvetlendirilmesi ve takibidir. 

Örgütün himmet yolu ile sağladığı gelirler genel olarak mütevelli heyetleri vasıtası ile toplanmaktadır. Örgütün sohbet gruplarında yer alan kişilerden; sohbet toplantılarına düzenli olarak katılıp verilen görevleri yerine getiren, örgütün verdiği talimatlara sorgusuz itaat eden ve maddi gücü yerinde olan kimseler seçilerek mütevelli heyeti üyesi yapılmakladır. Sohbet gruplarında zekât, burs, kurban ve himmet adı altında paralar toplanırken; mütevelli heyeti üyesi kişiler ayrıca bir ışık evinin maddi ihtiyaçlarından sorumlu tutulmaktadır.  

İl imamının koordinesinde yılda en az bir kez mütevelli heyeti üyelerinin katılımı ile kamp düzenlenmektedir. Kamplar esnasında dini duygular istismar edilerek himmet, zekât, kurban ve öğrenci bursu adı altında toplanan paraların artırılması sağlanmakta, toplanan paraların karşılığının Cennet ile mükâfatlandırılma olacağı vurgulanmaktadır. 

Örgütün gelir kaynakları; Usulsüzce kamu kaynaklarından elde edilen gelirler, iş adamlarından sağlanan gelirler, STK'lardan sağlanan gelirler, gönüllülük esaslı sağlanan gelirler, eğitim faaliyetleri gelirleridir. 

Örgütün, insanları beş farklı dereceye tabi tutarak sınıflandırdığı, bunlardan beş birlik olarak adlandırılan birinci sınıfı örgüte düşmanca davranan ve aleyhine mücadele eden kişilerin; beş ikilik olarak adlandırılan ikinci sınıfı düşman görülmemekle birlikte örgüte ilgi duymayan kişilerin; beş üçlük olarak adlandırılan üçüncü sınıfı hiçbir yardım ve katkıda bulunmaksızın örgütü seven kişilerin; beş dörtlük olarak adlandırılan dördüncü sınıfı doğrudan örgütün bir ferdi olmamakla birlikte örgüte her türlü yardımı yapan ve destekleyen kişilerin; beş beşlik olarak adlandırılan beşinci sınıfı örgüte mensup olup her şeyi ile kendisini örgüte adamış ve örgütü sorgulamayan kişilerin oluşturduğu belirlenmiştir. 

Örgüt içerisinde, örgütün sözde lideri Fetullah Gülen’in verdiği kararı sorgulama anlamına gelecek her düşünce, eylem ve tavır kuvvetle ezilmekte, liderin ve ona bağlı diğer yöneticilerin tüm talimatları aklın da ötesinde kutsiyet kazandırılarak uygulanmaktadır. Terörist başı Fetullah Gülen başta olmak üzere örgüt yöneticileri, halka hitap ederken büyük bir tevazu sergilerken, örgüt içerisinde mutlak bir otorite ile hareket etmekte olup, örgüt içerisinde ödül ve ceza sistemi uygulanmaktadır. 

Örgüt mensuplarının iş ve özel hayatlarındaki bütün kararlarını, örgütün tasarrufuna bırakmış olmalarının altında yatan sebeplerden en önemlisi, bağlı oldukları imamların ve örgütün sözde lideri Fetullah Gülen'in hata yapmayacağına olan inançlarıdır. Hatta örgüt mensuplarının evlilikleri dahi çoğu zaman bağlı bulundukları imamların izin ve talimatları doğrultusunda gerçekleşmektedir. Evlilik kararı veren örgüt mensubu bu durumu kendisinden sorumlu imama iletmekte, müstakbel eşini yine örgüte bağlı olan bayanların resimlerinin bulunduğu bir katalogdan seçmektedir. Böylelikle hem mensupların örgüte bağlılığı artırılmakta hem de örgütten ayrılma durumunda ayrılan kişilerin eş ve çocukları örgüt talimatı ile kendisinden uzaklaştırılarak baskı oluşturulmaktadır. 

Örgütün sözde lideri Fetullah Gülen'in "Ne olursanız olun makam şöhret başınızı döndürmesin. 'Sıfır' olun. Olun ki büyük rakamlarda büyük yerlerde kullanılasınız." şeklindeki sözleri, örgüt mensuplarının fonksiyonel değerini ifade etmekte olup Gülen'e göre bireysel olarak hiçbir anlam ifade etmeyen fertler, örgüt bünyesindeki faaliyetleri ile değer kazanmaktadır. 

Dini unsurları temel alarak hareket ettiğini iddia eden FETÖ/PDY’nin, dini değerleri zamana ve şartlara göre kendi idealleri doğrultusunda yorumlaması, ülkesi ve devleti ile barışık olmak yerine devleti kendisine hasım olarak görmesi, açık ve şeffaf olmak yerine bir istihbarat örgütü gibi "kod isimler, özel haberleşme kanalları, kaynağı bilinmeyen paralar” kullanılması, yönetim kadrosunun faaliyetleri yurt dışından idare etmesi ve hasımlarını saf dışı etmek için her türlü baskı, şantaj ve yasadışı yöntemi kullanması, çeşitli yabancı misyon temsilcileriyle mahiyeti bilinmeyen görüşmelerde bulunması, söz konusu yapının casusluk faaliyetlerini de gerçekleştirebilecek tarzda yapılandığını göstermektedir. Nitekim 15 Temmuz silahlı darbe ve işgal girişimi sonrası Diyanet İşleri Başkanlığı'nın yaptığı açıklamada da belirtildiği üzere, "emellerine ulaşmak için her türlü yolu mübah gören, dini ve dinî duyguları istismar eden, dini görünümlü eğitim faaliyetlerini bir güç ve çıkar ağına dönüştürerek dünyevî, siyasî ve ekonomik bir yapı oluşturan, sözde dini söylemlerinde, İslâm'ın temel bilgi kaynaklarından çok rüyalar, gizemli hikâyeler barındıran kendisine bağlı medyanın aracılığı ile sık sık Peygamber Efendimizin de katıldığı belirtilen sohbet, vaaz ve konferanslar yoluyla İslam dininin tahrifine tevessül eden, kendini gizleme, olduğundan farklı görünme, ikiyüzlü davranma, çift dilli konuşma, takiyye gereği helal-haram gözetmeme, kod adı kullanma, bulunduğu ortamda inandığından farklı yaşama, yalan söyleme, tecessüste bulunma, mahremiyeti ihlal etme, şantaj yapma, kayırmacılık, kötü emeller için örgütlü dayanışma gibi yöntemler kullanması nedeniyle gayr-i İslâmî ve gayr-i ahlaki özellik taşıyan, dinler arası diyalog adına din mühendisliği yapan ve kelime-i tevhidi parçalayan bu yönü ile İslam dinine zarar veren sahte bir mehdi hareketi olduğu" kaydedilmiştir.
adalet.tv / analiz

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum