Tarih: 15.08.2025 11:16

Yeni Yasama Döneminin Önceliği İnfaz Düzenlemesi Mi Olacak?

Facebook Twitter Linked-in

Ülke gündemi dönüp dolaşıp cezaevi sorununa geliyor. Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM), yeni yasama döneminde kritik gündem maddelerinden biri olarak infaz yasasını öne çıkarıyor. Ülke genelinde 415 bine yaklaşan tutuklu ve hükümlü sayısı, 402 cezaevinin toplam 305 bin kişilik kapasitesini aşarak cezaevlerinde ciddi bir doluluk sorununa yol açıyor. Bu durum, kısa vadede kapasiteyi rahatlatacak önlemleri ve uzun vadede modern bir infaz sistemini zorunlu kılıyor.

Doluluk Sorunu ve Nedenleri

Türkiye cezaevlerinde kapasite aşımı, en kritik sorunlardan biri. Bunun başlıca sebepleri:

Artan suç oranları ve yeni suç tiplerinin ortaya çıkması

Hapis cezalarının uzun süreli uygulanması

Mevcut infaz sistemindeki karmaşıklık ve farklı uygulamalar

Cezaevlerinde Kapasite Aşımı Devam Ediyor

Adalet Bakanlığı verilerine göre, 1 Ağustos 2025 itibarıyla ceza infaz kurumlarında toplam 413 bin 780 tutuklu ve hükümlü bulunuyor. Bu rakam, cezaevlerinin toplam kapasitesinin yaklaşık 109 bin kişi üzerinde olduğunu gösteriyor. Kapasite aşımı kurumlarda görev yapan infaz koruma memurlarının da iş yükünü artırıyor ve motivasyonlarını düşürüyor. Cezaevi nüfusunun dağılımı ise şu şekilde:

Tutuklu mevcudu: 57 bin 503

Hükümlü mevcudu: 356 bin 277

Toplam cezaevi sayısı: 402 (açık cezaevleri dahil)

Toplam kapasite: 304 bin 964

Bu tablo, Türkiye'deki cezaevlerinin doluluk oranının kritik seviyeye ulaştığını ve acilen kapsamlı bir infaz düzenlemesine ihtiyaç duyulduğunu ortaya koyuyor. Ayrıca Yüzbinlerce kişi ise ceza infaz kurumlarında olması gerekirken cezalarını Denetimli Serbestlik Müdürlüklerinde infaz ediyor. Adalet TV ailesi olarak bu sorunları yıllardır gündeme de getirdik, getirmeye devam edeceğiz.

Covid Düzenlemesinde Verilen Sözler Tutulmadı

Covid düzenlemesinde siyaset makamı tarafından verilen sözler tutulmadı. İnfaz paketinin ilk hedefi, uzun süredir tartışılan ve son anda yargı paketinden çıkarılan 31 Temmuz 2023 düzenlemesini genişletmek. Bu düzenleme, covid-19 salgını döneminde açık cezaevinde bulunan hükümlüler için bazı erken tahliye haklarını içeriyor. Örneğin, cezasının bitimine 5 yıl veya daha az kalan hükümlüler, talep aranmaksızın denetimli serbestliğe geçebiliyor; açık cezaevine ayrılmasına 3 yıl veya daha az kalanlar ise 3 yıl erken denetimli serbestlikten yararlanabiliyor. Devletin güvenliğine ve milli savunmaya karşı işlenen suçlar ise düzenleme kapsamında değil.

Eşit ve Öngörülebilir İnfaz Sistemi Gerekli

Planlanan yeni infaz düzenlemesi ile, 31 Temmuz 2023 gününden önce suç işleyip cezası sonradan kesinleşen hükümlülerin de aynı haklardan yararlanması hedefleniyor. Bu adım, farklı infaz süreleri nedeniyle ortaya çıkan eşitsizlikleri gidermeyi amaçlıyor. Ayrıca, terör suçlularını kapsayıp kapsamayacağı da tartışma konusu.

Yeni sistemde tüm suç tiplerinde eşit infaz oranı uygulanması ve dünya örneklerinde yaygın olan 1/2 infaz modeli gündemde. Ağır suçlar için 3/4 infaz modeli ve iyi hâl, koşullu salıverme kriterlerinin yeniden tanımlanması planlanıyor. Denetimli serbestlik uygulamasının sadeleştirilmesi ve topluma kazandırılabilecek hükümlülerin tahliyesinin kolaylaştırılması da öncelikler arasında.

Sürekli Değişen Yasalar Yıprandı

Mevcut infaz yasası, yıllar içinde yapılan parça parça değişiklikler nedeniyle MHP Genel Başkan Yardımcısı Feti Yıldız'ın tabiriyle "yamalı bohça" görünümünde. Aynı suç tarihine sahip dosyalarda farklı infaz rejimlerinin uygulanması, eşitlik ilkesini zedeliyor ve öngörülebilirliği ortadan kaldırıyor. Siyasi partilerin bu sorunu artık geri plana atmaması gerekiyor.

Dünya genelinde cezanın bir kısmı cezaevinde, kalan kısmı ise toplum içinde gözetim altında infaz ediliyor. İngiltere, Finlandiya, İtalya ve Polonya'da hapis cezalarının yarısı cezaevinde çekilirken, Belçika'da bu oran üçte bire kadar düşüyor. Türkiye'de bazı suçlarda cezanın 2/3 veya 3/4'ü cezaevinde infaz edilmesi, hem cezaevlerindeki doluluk oranını artırıyor hem de topluma kazandırma odaklı politikaların önünü kesiyor. Bu yoğunlukta DS'lerde uygulanan programlar formaliteye dönüş durumda.

Yeni infaz yasası, adil, öngörülebilir ve topluma kazandırıcı bir sistem sunarak, hem ceza adaletini güçlendirecek hem de cezaevlerindeki kronik doluluk sorununa kalıcı çözüm getirecek. Dünya örnekleri, cezanın tek başına yeterli olmadığını; asıl başarının rehabilitasyon ve tekrar suç oranlarını düşürme ile sağlandığını gösteriyor. Türkiye'nin bu dönüşümü gerçekleştirecek hukuki ve toplumsal iradesi mevcut.

Türkiye'de farklı türde cezaevleri bulunuyor:

Kapalı cezaevleri: En sık kullanılan cezaevi türü. Hükümlüler ve tutuklular burada kalıyor. L ve T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumları en yaygın kullanılan kurumlar.

Açık cezaevleri: Suçun niteliğine ve hükümlünün ceza süresine göre bazı mahkûmlar için uygulanıyor. Açık cezaevlerinde mahkûmlar daha esnek şartlarda kalabiliyor ve kısa süreli izinler alabiliyor.

F Tipi yüksek güvenlikli cezaevleri: Daha ciddi suçlardan hükümlü olanlar için özel güvenlik önlemleri bulunuyor, kapasiteleri ise 300 mahkum civarında.




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —