Türkiye, çalışma hayatında köklü bir değişime hazırlanıyor. Orta Vadeli Program (OVP) kapsamında haftada dört gün mesai sistemine geçiş için pilot uygulamanın 2026 yılında başlayacağı açıklandı. Bu adım, hem çalışanların verimliliğini hem de iş-yaşam dengesini artırmayı hedefliyor. Dünyadaki örneklerle paralel olarak atılacak bu adım, Türkiye'nin küresel trendlerle uyumlu bir şekilde iş gücü piyasasını yeniden şekillendirme isteğini ortaya koyuyor.
2026-2028 yıllarını kapsayan OVP'de yer alan "çalışma günleri ayarlaması için pilot uygulama" maddesi dikkat çekiyor. Buna göre, haftada dört gün mesai modeli ilk etapta belirli kurumlarda uygulanacak. Pilot uygulamanın başarılı olması halinde sistemin, hem kamu kurumlarında hem de özel sektörde yaygınlaştırılması hedefleniyor.
Türkiye'nin bu kararı, çalışanların taleplerini dikkate alarak modern iş modellerine uyum sağlama çabasının bir parçası olarak görülüyor. Özellikle Y ve Z kuşağının bu sisteme olumlu yaklaşması, geleceğin iş gücü için önemli bir avantaj olarak değerlendiriliyor.
Yeni modelin en önemli hedefi, çalışanların iş-yaşam dengesini güçlendirmek ve motivasyonu artırmak. Daha kısa mesai sürelerinin, çalışanların hem fiziksel hem de psikolojik açıdan daha iyi bir performans sergilemesine katkı sağlayacağı ifade ediliyor. Bunun yanı sıra iş gücü piyasasında yetenekli bireylerin istihdamını kolaylaştıracağı ve genç nesillerin iş hayatına daha istekli katılımını destekleyeceği vurgulanıyor.
Dört günlük mesai, dünya genelinde giderek daha fazla ülke ve şirket tarafından deneniyor. Türkiye de bu adımıyla, küresel ölçekte yükselen iş modelleriyle uyumlu bir yol haritası izlemeye hazırlanıyor.
Polonya, 2025'te dört gün mesai sistemine geçiş yapıyor.
İzlanda, Belçika, İspanya, Japonya, Almanya ve İngiltere gibi ülkelerde ise pilot uygulamalar şimdiden hayata geçirildi.
İngiltere'de yapılan araştırmalar, dört gün çalışmanın hem çalışan memnuniyetini artırdığını hem de verimlilik kaybı yaratmadığını ortaya koydu.
Türkiye'nin bu ülkelerden elde edilen veriler ışığında süreci yürütmesi, sistemin başarıya ulaşma ihtimalini artırıyor.
Uzmanlar, haftada dört gün çalışma modelinin sağlayacağı bazı temel faydaları şöyle sıralıyor:
Çalışanların iş-yaşam dengesinde iyileşme,
Trafik yoğunluğunun azalması ve ulaşımda kolaylık,
Çalışan motivasyonunda artış ve daha yüksek iş verimliliği,
Kurumların daha yenilikçi ve esnek çalışma modellerine uyum sağlaması.
Türkiye'nin bu adımıyla, hem çalışan haklarının güçlendirilmesi hem de iş dünyasında daha sürdürülebilir bir düzenin kurulması bekleniyor. Eğer pilot uygulama başarılı sonuçlar verirse, bu sistem yakın gelecekte ülke genelinde standart hale gelebilir.