Türkiye'de son aylarda art arda yaşanan gıda zehirlenmesi vakaları, toplum sağlığını ciddi şekilde tehdit etmeye devam ediyor. Ülkenin dört bir yanında farklı sektörlerde ortaya çıkan vakalar, hem vatandaşların güvenini zedeliyor hem de denetim mekanizmalarının yetersizliğini yeniden tartışmaya açıyor. Restoranlardan öğrenci yurtlarına, toplu yemek hizmeti veren firmalardan market ürünlerine kadar geniş bir alanda yaşanan zehirlenme olayları, "Türkiye'de gıda güvenliği ne durumda?" sorusunu gündemin merkezine taşıdı.
Vatandaşlar, özellikle son dönemde artan vakalar nedeniyle tedirgin. Kamuoyunun en çok dikkat çektiği nokta ise yerel yönetimlerin ve ilgili bakanlıkların yürüttüğü denetimlerin yetersiz kalması. Pek çok kişi, sosyal medya ve şikâyet platformlarında, satın aldıkları ürünlerde bozulma, hijyen sorunları ve etiket denetimi eksikliklerini dile getiriyor. Vatandaşların ortak görüşü, "Türkiye gibi modern bir ülkede 2025 yılı biterken hâlâ bu tür haberleri konuşuyor olmamız kabul edilemez." şeklinde özetleniyor.
Son dönemde en sert eleştirilerden biri de zabıta ekiplerine yönelik. Gıda satışı yapan işletmelerin büyük bir bölümünde hijyen kurallarının ihlal edildiğini belirten vatandaşlar, zabıta ekiplerinin bu alanlarda yeterli ve etkin denetim yapmadığını söylüyor. Pek çok sosyal medya kullanıcısı, denetimlerin genellikle göstermelik olduğunu, özellikle küçük işletmelerde ciddi bir kontrol mekanizması bulunmadığını ifade ediyor.
Uzmanlar, zabıta ekiplerinin personel sayısının yetersiz olduğunu, bazı bölgelerde bir ekibin yüzlerce işletmeden sorumlu hale geldiğini dile getiriyor. Bu durumun da hem denetim sıklığını hem de denetim kalitesini olumsuz etkilediği belirtiliyor. Özellikle büyükşehirlerde nüfus yoğunluğunun artması, zabıtanın yükünü daha da artırmış durumda.
2025 yılı boyunca Türkiye'nin dört bir yanında neredeyse her gün bir gıda zehirlenmesi haberi gündeme geldi. Okul yemekhaneleri, fabrikaların toplu yemek dağıtım noktaları, düğün yemekleri, restoranlar ve market ürünleri bu haberlerde sıkça yer aldı. Uzmanlara göre bu artışın üç temel nedeni bulunuyor:
Hijyen kurallarına uyulmaması
Ucuz maliyet uğruna kalitesiz ürün kullanımı
Denetim mekanizmalarının yetersizliği
Özellikle toplu yemek firmalarının maliyet azaltma politikaları, kamuoyu tarafından en çok eleştirilen konular arasında yer alıyor. Hem gıda mühendislerinin hem de tüketici derneklerinin ortak uyarısı ise şu: "Bu durum devam ederse daha büyük salgınlar yaşanabilir."
Avrupa Birliği normlarında gıda güvenliği standartlarının bulunduğu ve yıllardır modernizasyon çalışmaları sürdürülen Türkiye'nin, 2025 yılı sona ererken hâlâ bu kadar fazla gıda zehirlenmesi vakasıyla gündeme gelmesi ciddi bir rahatsızlık yaratmış durumda. Pek çok yorumcu, Türkiye'nin bu konudaki denetim sistemlerini güçlendirmesi gerektiğini, özellikle zabıta–bakanlık koordinasyonunun yeniden düzenlenmesinin şart olduğunu belirtiyor.
Gıda güvenliğinin sadece bir sağlık meselesi değil, aynı zamanda bir devlet ciddiyeti ve prestij meselesi olduğuna işaret eden uzmanlar, "Vatandaşın sağlığı riske atılamaz. Denetim eksiklikleri bir an önce giderilmeli." çağrısında bulunuyor.
Türkiye'de yaşanan bu tablo, hem kamu kurumlarının hem de yerel yönetimlerin gıda güvenliği konusunda daha kararlı adımlar atması gerektiğini gösteriyor. Aksi halde gıda zehirlenmelerinin önümüzdeki süreçte daha da artabileceği belirtiliyor.