Tarih: 11.11.2025 15:44

Savcılıktan CHP İçin Kapatma Bildirimi Geldi!

Facebook Twitter Linked-in

İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne yönelik 19 Mart'ta başlatılan soruşturma kapsamında hazırlanan kapsamlı iddianame, uzun süren inceleme sürecinin ardından İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından tamamlandı. Yedi ana başlıktan oluşan iddianamede, soruşturmanın merkezinde bulunan isim hakkında toplamda 2 bin yılı aşan hapis cezası talep edildi. Soruşturmanın siyasi ve hukuki etkileri tartışılırken, iddianamenin dikkat çeken bir diğer yönü ise Cumhuriyet Halk Partisi'ne (CHP) ilişkin kapatma bildiriminde bulunulması oldu.

Başsavcılık, hazırlanan iddianamenin Yargıtay'a gönderilen ek bildiriminde, CHP hakkında Anayasa'nın 69. maddesi kapsamında kapatma davası açılması yönünde değerlendirme yapılmasını talep etti. Bu adımın, siyasi partilerin mali yapıları ve seçim süreçlerine yönelik eşi görülmemiş nitelikte bir iddia çerçevesinde gündeme getirildiği belirtiliyor.

İddianamede "Suç Örgütü" Değerlendirmesi ve Fon İddiaları

Yedi bölümden oluşan iddianamenin giriş kısmında, belediye yönetiminden kaynaklanan bazı süreçlerin "çıkar amaçlı örgüt yapılanması" niteliği taşıdığı ileri sürüldü. Metinde, söz konusu yapılanmanın siyasi parti içi dengeleri değiştirmeyi hedeflediği, özellikle yaklaşan cumhurbaşkanlığı seçimlerinde belirli bir adayın ön plana çıkarılması için fon oluşturulduğu iddia edildi.

Bu bağlamda iddianame, parti içi yetkilerin maddi çıkarlarla yönlendirildiği; örgütlü yapının parti teşkilatı üzerinde etkili olmayı amaçladığı yönünde değerlendirmelere yer verdi. Başsavcılık, iddianamede yer alan maddi tespitlerin, siyasi hayatın olağan işleyişine aykırı nitelikte olduğunu savundu.

"Demokratik Siyasi Yaşamı Zedeleyen En Ağır Fiiller" İddiası

Yargıtay'a gönderilen bildirim yazısında, Anayasa'nın 69. maddesinin siyasi partilerin mali faaliyetlerine ilişkin hükümler içerdiği belirtilerek, suç geliri iddialarının demokrasi açısından en ciddi ihlaller arasında olduğu ifade edildi. Yazıda; parti binalarının suç gelirleriyle finanse edilmesi, delegelere maddi menfaat sağlanarak oy tercihlerine müdahale edilmesi gibi iddiaların demokratik meşruiyeti derinden zedelediği kaydedildi.

Savcılık, soruşturma kapsamında elde edilen ifadeler ile mali akışlara dair belgelerin, suç gelirlerinin partiye sistematik şekilde aktarıldığı yönünde işaretler taşıdığını öne sürdü. Bu çerçevede, parti üst yönetiminin söz konusu akıştan haberdar olduğu ve bu yapının süreklilik arz eden biçimde çalıştığı değerlendirildi.

Kişisel Verilere Yönelik Usulsüz İşleme İddiası

İddianamenin önemli başlıklarından biri de seçmen verilerine ilişkin usulsüzlük iddiaları oldu. Ulusal Siber Olaylara Müdahale Merkezi (USOM) raporuna atıf yapılan bölümde, 11 milyonun üzerinde seçmene ait verilerin parti tüzel kişiliğinden hukuka aykırı şekilde yayıldığı ve bu veriler üzerinden il örgütü tarafından seçim çalışması yürütüldüğü iddia edildi.

Bu faaliyetlerin "seçmen iradesini manipüle etmeye yönelik, sistematik ve bilinçli çabalar" kapsamında değerlendirilmesi gerektiği ifade edildi.




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —