2025 yılına girerken Türkiye'nin ekonomi gündeminin ilk sırasına kamu çalışanlarının mali ve özlük hakları yerleşti. Yaklaşık 5 milyon memuru doğrudan ilgilendiren düzenlemeler, sadece maaş artışlarıyla sınırlı kalmayıp kamu personel rejiminde köklü bir değişimin sinyallerini veriyor. Ankara kulislerinden sızan bilgilere göre hükümet, "parçalı zam" yaklaşımı yerine, tüm sistemi kapsayan bütünleşik bir reform paketi üzerinde çalışıyor.
Yüksek enflasyon rakamları, toplu sözleşmelerle belirlenen artışları geride bırakırken kamu çalışanlarının alım gücünde ciddi bir daralmaya yol açtı. TÜİK verileriyle tescillenen bu kayıp, kurumlar arasındaki ücret dengesizliğini de yeniden tartışmaya açtı. Aynı unvanda olup farklı kurumlarda çalışan personel arasındaki gelir uçurumu, "maaşta adalet" çağrılarının en güçlü gerekçesi haline geldi.
Konuya ilişkin değerlendirmelerde bulunan Avukat Bülent Cansu, özellikle Adalet Bakanlığı bünyesindeki personelin özlük haklarına dikkat çekti. Hâkim, savcı, infaz koruma memuru ve yazı işleri çalışanlarının mesai mefhumu gözetmeksizin çalıştığını hatırlatan Cansu, Adalet Hizmetleri Sınıfı odaklı iyileştirmelerin 2026 yılı sonuna kadar tamamlanmasının sektörde büyük bir beklenti yarattığını vurguladı.
Üst düzey yöneticilere yapılması planlanan yaklaşık 30 bin TL'lik seyyanen artışın kamuoyu tepkisi üzerine geri çekilmesi, stratejik bir değişimi beraberinde getirdi. Cumhurbaşkanlığı talimatıyla başlatılan yeni çalışma, dar kapsamlı iyileştirmeler yerine; öğretmenden sağlıkçıya, teknik personelden idari kadroya kadar tüm memurları kapsayacak adil bir personel sistemi kurmayı hedefliyor.
Hazırlık aşamasındaki yeni yapı sadece rakamsal artışlara değil, yapısal sorunlara da odaklanıyor:
Ücret Dengesi: Kurumlar arası maaş farklılıklarının giderilmesi.
Vergi Dilimi Düzenlemesi: Yıl ortasında vergi dilimi nedeniyle maaşların düşmesinin engellenmesi.
Kalıcı Refah: Geçici çözümler yerine uzun vadeli bir ücret skalası.
Gazeteci Şamil Tayyar'ın Analizi: "Cumhurbaşkanı Erdoğan, meseleyi sadece üst düzey bürokrat zammı olarak görmüyor; tüm sistemi rehabilite edecek radikal bir dönüşüm hedefliyor. Tasarruf tedbirleri süreci yavaşlatsa da 2026 yılı bu reformun Meclis'e taşındığı yıl olacak."
Reform çalışmaları sürerken kısa vadeli nefes alma yöntemleri de masada. 2026 Ocak ayında memurlara enflasyon farkına ek olarak bir "Refah Payı" verilmesi ihtimali oldukça yüksek görünüyor.
Sürecin takvimi ise şu şekilde öngörülüyor:
2026 Boyunca: Sendikalarla (Memur-Sen, Kamu-Sen, KESK vb.) istişarelerin tamamlanması ve yasa taslağının hazırlanması.
2026 Sonu: Reform paketinin TBMM'den geçmesi.
1 Ocak 2027: Yeni maaş ve personel sisteminin resmen yürürlüğe girmesi.
Bu dev hamle, kamu yönetiminde çalışma barışını sağlamak ve ücret adaletini kalıcı hale getirmek adına Cumhuriyet tarihinin en kapsamlı personel reformlarından biri olmaya aday.