İcra Müdür ve Yardımcılarının tayininde rotasyonun kaldırılması talebi

ABONE OL

İcra Müdür ve Yardımcılarının tayininde rotasyonun kaldırılması talebi yazılı olarak bakanlığa gönderildi.

ADLAET SEN'İN TALEP YAZISI: Ülkemizde yılda yaklaşık olarak 24-25 milyon civarında icra takibi açılmakta ve her geçen gün de bu sayı artmaktadır. Bu ağır iş yükü çok sınırlı sayıda icra çalışanıyla (personelle) yerine getirilmektedir. Bu durum icra Dairesi Başkanlığınca da çok somut olarak tespit edilmiş ve her yıl bu doğrultuda personel alımları da yapılmaktadır. Buna rağmen hali hazırda personel ihtiyacı tamamlanabilmiş değildir. Diğer bir anlatımla bu ağır iş yükü tüm sonuçlarıyla icra çalışanlarının omuzlarında durmaya devam etmektedir.

Yukarıda söz edilen iş yükünün yanında icra Müdür ve Müdür Yardımcılarının, Hakim ve Cumhuriyet savcıları gibi karar verme kabiliyetleri olduğu, aynı zamanda Hakim ve Savcı mesleklerinde dahi bulunmayan çok yüklü parasal değerler de zimmetlerinde bulunmaktadır. Bu ağır iş yükü ve parasal değerlere ilişkin gelen taleplere karar verirken; icra müdür ve müdür yardımcılarının ağır tazminat yükü, soruşturma ve kovuşturma ile disiplin soruşturması baskısı altında oldukları çok açık bir gerçektir. Bu gerçeklik yanında ayrıca icra müdür ve müdür yardımcılarının ROTASYON yöntemiyle atama baskısı da düşünüldüğünde icra çalışanları açısından çalışma hayatı ve özel hayatlarının nasıl çekilmez bir hal aldığı yadsınamaz bir gerçektir. Diğer ve can acıtıcı tarafın ise, bu hususların bir türlü yetkili mercilerce görülmemesi ve bu kangrenleşmiş ROTASYON soruna çözüm bulunmayışıdır.

Bilindiği gibi Rotasyon uygulaması idare hukukunda, kavramsal olarak kamu görevlisinin zorunlu nedenlerle kamu hizmetlerini ülkenin farklı il ve ilçelerde yapması yöntemidir. İcra müdür ve müdür yardımcıları dışında diğer kamu çalışanları rotasyona tabi tutulurken rotasyonun kendilerine yüklediği ağır maddi ve manevi yük kendi kurumlarınca (lojman, tazminat vb.) haklar verilerek minimize edilmektedir. Oysaki Bakanlığımızca aynı rotasyon işlemi yapılırken İcra Müdür ve Müdür Yardımcıları acısından rotasyonun hiçbir olumsuz yükü alınmadığı gibi, tam aksine bu sorunun ağır maddi ve manevi yükü altında yalnız bırakılmışlardır.

Rotasyonun, icra çalışanları açısından az yukarıda da söz edildiği gibi ağır sonuçları nedeniyle, naklen ataması yapılan görev yerlerine çoğu zaman kendileri yalnız gitmekte, eşleri ve çocuklarının ise, kimi gerekçelerle (eğitim, sağlık v.b) başka yerlerde kalmaktadırlar. İcra Müdür ve Yardımcıları sürekli olarak göçebe bir hayat sürdürmeleri, yerleşik hayata geçememeleri sebebiyle, hiçbir yere aidiyet duygularının oluşmadığı, rotasyonun getirdiği ağır ekonomik koşullar nedeniyle maddi ve manevi anlamda hiçbir değer edinemedikleri, her tayin sürecinde adaptasyon ve motivasyon sorunlarının yaşanması nedeniyle üretkenliklerinin olumsuz etkilendiği açıktır.

Bu durum icra müdür ve yardımcılarının ailelerine olan asgari ödev ve sorumluluklarını yerine getirememelerine, aile bireyleri ile kendi aralarında sevgi, güven ve aile bağlarında aşınmalara neden olmakta, bu aşınmalar sonucu sayısızca boşanmalar oluşmakta, boşanmaların yargısal süreçleri incelendiğinde ise, hiç birisinin temel nedeninin Medeni Kanunla belirlenen tarafların kusur oranlarına dayanmadığı tam aksine rotasyonun tetiklediği sorunlar silsilesinden kaynaklandığı gözlemlenmektedir. İdarenin bu tasarrufu açık biçimde Anayasa ile korunan aile birliği ilkesine aykırılık teşkil etmektedir.
Bu ağır haksızlık ve eşitsizlik hiçbir insana reva görülmemesi gerekirken icra müdür ve müdür yardımcılarına reva görülmüş, tabiri caizse İcra müdür ve Müdür yardımcıları üvey evlat muamelesine tabi tutulmuşlar ve tutulmaya da devam edilmektedir.

Nitekim yine Adalet Bakanlığı bünyesinde görev yapan Yazı İşleri Müdürleri hakkında da rotasyon uygulaması getirilmiş, fakat yukarıda sayılan gerekçelerle Yazı İşleri Müdürleri hakkında rotasyon uygulamasından vazgeçilmiş ve personel olarak haklı şekilde korunmuştur. Ancak aynı duyarlılık ve özen İcra Müdür ve Yardımcılarına gösterilmemiş ve bu büyük sorunla baş başa bırakılmışlardır. Nitekim, sosyal medyaya da yansıdığı üzere;

Adalet Bakanlığımız temsilcisi Müsteşar Yardımcısı Sayın Basri Bağcı ile Yazı İşleri Müdürlerinin rotasyon işlemlerine esas olmak üzere yapılan görüşmede; “
- Her bir değişim beraberinde hata getirecek, bu da kimi zaman kurum için maddi zararlara yol açabilecektir.
- Değişim süreci zaman alacak, bu süre zarfında etkinlik düşecek, iş yükü artacaktır.
- Değişime direnen, rotasyondan memnun olmayan personel ile çatışma yaşanabilecektir. Bu çatışma durumun geneline yansırsa personelin kuruma olan güveni zarar görecektir, huzursuz bir ortam oluşacaktır.
- Değişim sürecine alışamayan ve dolayısıyla hata yapan bir personel, beraber çalıştığı iş arkadaşlarını da olumsuz etkileyecek, aynı korku ve stres onlarda da yerleşmeye başlayacaktır.
- Yaşanan bu olumsuz durumlar çalışılan birimde üretkenliğin azalmasına sebebiyet verecektir.
- Aile bütünlüğü bozulan personel, ailesine görme eğilimi ile sürekli mazeret izinleri üretecek, bu husus da iş etkinliğini ve verimliliğini düşürecektir.

Yine sunulan raporumuzda rotasyonun personele vereceği zararlar da maddeler halinde şu şekilde sıralanmıştır;
- Personelin yaptığı işten zevk alan personel için veya değişimi kolaylıkla kabullenip uyum sağlayamayan personel için motivasyon düşürücü etkisi olacaktır.
- Yeni koşullara adapte olma konusunda korku yaşanacak; bu da strese yol açacaktır.
- Her ne kadar birçok işi kendine bağlayıp kurum içinde etkili bir yeri olduğunu düşünse de, gelecek konusunda bir belirsizlik yaratacaktır. Çünkü yeni bir birime geçirileceğini bilen bir personel, o bölüm ile ilgili belirsizlik yaşar, bu da yine strese ve korkuya yol açar.
- Rotasyon sonrası atandığı yere adapte olmaya çalışan personel, çevresel koşullarla konaklamaya ilişkin lojman yetersizliğinden de olumsuz etkilenecektir.” denilmiştir.

Yukarıdaki ilkeler gözetilerek, Yazı İşleri Müdürlerimizin mahkemelerin hafızası gerekçesiyle rotasyonlarından vazgeçilmiştir. Aynı tespitler ve koşullar daha ağır sonuçlarıyla İcra Müdür
ve Yardımcılarının çalışma hayatlarında olmasına rağmen sayın idarece bu gerçeklik İcra Müdür ve Yardımcıları açısından görülmemiştir. Bu gerçekliğin İcra Müdür ve Yardımcıları açısından görülmemesi Adalet duygusunun temelden sarsılmasına neden olmaktadır.
Yine yukarıda sayılan tüm hususlar Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesince güvence altına alınan temel insan haklarının ağır ihlalini oluşturmaktadır.

Nitekim Anayasa’nın 41. maddesinde belirtildiği üzer“eDevlet, ailenin huzur ve refahı ile özellikle ananın ve çocukların korunması ve aile planlamasının öğretimi ile uygulanmasını sağlamak için gerekli tedbirleri alır, teşkilâtı kurar” denilmektedir. Devletin iktisadî ve sosyal ödevlerinin sınırları başlıklı 65. maddesinde ise, “Devlet, sosyal ve ekonomik alanlarda Anayasa ile belirlenen görevlerini, bu görevlerin amaçlarına uygun öncelikleri gözeterek malî kaynaklarının yeterliliği ölçüsünde yerine getirir”denilmektedir. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve buna bağlı olarak Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ve Anayasamızca ailenin korunması ve gelişmesi ile bireyin sosyal ve ekonomik hakları güvence altına alınan ve gelişmesi yönünde teşvik edici yasal düzenlemeler bulunmasına rağmen, idarece bu yasal gerçekler ve süreçler göz ardı edilerek İcra Müdür Yardımcılarına yukarıda belirtilen çekilemez ve ağır yaşam koşullarının dayatıldığı bir gerçektir.

Adalet Bakanlığımızca İcra Müdür ve Yardımcılarının rotasyona tabi tutulmalarındaki genel amaç, bu çalışanların uzun süre bir yerde çalışmaları halinde çevrenin olumsuzluklarından etkilenmelerinin önüne geçilmesi, böylelikle yolsuz davranışların oluşmaması, kamu hizmetlerinin etkin ve verimli yürütülmesinin sağlanmasıdır.

Ancak; bu hassasiyet öncelikle yargı hizmetlerinde kullanılan UYAP sisteminin çalışma hayatına getirdiği kolaylıklar, uyap sistemine bağlı olarak yapılan yasal düzenlemeler ve Adalet Bakanlığımızca alınan idari tedbirler ile etkisizleşmiştir.

Şöyle ki; İİK’nun 8/a maddesine yapılan yasal değişiklik ile tüm icra iş ve işlemlerinin elektronik ortamda yapılmasının zorunlu hale getirilmesi, aynı kanunun 9. Maddesinde yapılan yasal düzenleme ile tüm parasal işlemlerin yine elektronik ortamda yapılmasının zorunlu hale getirilmesi, 7343 Sayılı yasa ile yapılan değişiklikle fiziki ihale işleminin terk edilerek elektronik ihale sistemine dönülmesi sonucu, artık tüm icra iş ve işlemlerinin yüzde doksan oranında uyap sistemi üzerinden yapılması ve doğal olarak her yer ve mekanda yapılabilir hale gelmesi, idarece haciz ve muhafaza işlemlerinde ATGV araçlarının kullanımının düzenlenmesi, yine idarenin hayata geçirmeye çalıştığı yedieminleri özelleştirme çabaları, daha önce bilirkişilik hizmetlerine ilişkin yasal düzenlemeler, hep birlikte değerlendirildiğinde, idarenin İcra müdür ve müdür yardımcıları açısından ROTASYON’dan beklediği fayda ve hassasiyetinin ortadan kalktığı çok açıktır.

Bu itibarla; değerlendirilerek, idarenin gerek gördüğünde icra müdür ve müdür yardımcılarında disiplin yönünden dikkat celbedici önlemler saklı kalmak kaydıyla, Tayin/rotasyon işleminin Adalet Bakanlığı bünyesinde görev yapan Yazı
İşleri Müdürlerinde olduğu gibi isteği bağlı/havuz tayini şeklinde uygulanması hususunda gerekli düzenlemenin yapılması takdirleriniz ile 4688 sayılı kanunun ilgi maddesi uyarınca Sendikamıza bilgi verilmesini arz ve talep olunur.

adalet sen icra icra müdürü rotasyon rotasyon adalet büro sen