Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) yargı yapılanması içinde yer aldığı iddiasıyla "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan yargılanan eski bir hakimin davasında tutukluluk halinin devamına karar verildi. Ankara'da görülen dava, örgütle yargı ayağında yürütülen mücadele kapsamında dikkat çeken dosyalar arasında yer alıyor.
Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmaya, tutuklu sanık ile müdafii katıldı. Duruşmada mahkeme heyeti, sanığın avukatında değişiklik olduğunu belirterek savunma için sanığa söz verdi. Sanık, dosyanın kapsamlı olduğunu ve esas hakkındaki mütalaaya karşı savunma hazırlanabilmesi için avukatına süre tanınmasını talep etti. Ayrıca, banka hesapları üzerindeki bloke ve mal varlığına ilişkin tedbirlerin kaldırılmasını istedi.
Tahliye ve süre talepleri gündeme geldi
Mahkeme huzurunda konuşan sanık, uzun süredir tutuklu bulunduğunu dile getirerek, tutukluluk halinin artık ölçüsüz hale geldiğini savundu ve tahliye talebinde bulundu. Savunmasında, yargılama sürecinde kaçma şüphesinin bulunmadığını ve adli kontrol tedbirlerinin yeterli olacağını öne sürdü.
Sanığın avukatı da müvekkilinin beyanlarını destekleyerek, esas hakkındaki mütalaaya karşı yazılı savunma hazırlayabilmek amacıyla süre verilmesini istedi. Avukat ayrıca, tutukluluk yerine adli kontrol hükümlerinin uygulanmasının daha uygun olacağını belirterek tahliye talebini yineledi.
Cumhuriyet savcısı ise duruşmada söz alarak, önceki celsede sunduğu mütalaayı tekrar etti. Savcı, dosyadaki delil durumu ve suçun niteliği dikkate alındığında sanığın tutukluluk halinin devam etmesi gerektiğini belirtti.
Mahkemeden ara karar
Mahkeme heyeti, ara kararını açıklayarak sanık avukatına esas hakkındaki mütalaaya karşı savunma hazırlaması için süre verilmesine hükmetti. Ayrıca, sanığın mal varlığına ve emekli maaşı üzerindeki tedbirlerin kaldırılmasına ilişkin yazılı bir talep sunulması halinde, bu talebin celse arasında değerlendirilmesine karar verildi. Ancak heyet, mevcut aşamada sanığın tutukluluk halinin devamına hükmetti.
Dava, 20 Ocak 2026 tarihine ertelendi. Böylece dosya kapsamında yargılamanın önümüzdeki yıl da devam edeceği kesinlik kazandı.
İddianamedeki suçlamalar dikkat çekiyor
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, sanığın üniversite yıllarından itibaren FETÖ içerisinde yer aldığı ileri sürülüyor. İddianameye göre, sanığın örgütün yargı yapılanması içinde aktif rol aldığı ve bu yapı doğrultusunda hareket ettiği iddia ediliyor.
Dosyada, örgütün gizli haberleşme aracı olarak bilinen ByLock programını kullandığına ilişkin tespitlere de yer veriliyor. Savcılık, sanığın ByLock üzerinden çok sayıda örgüt mensubu hakim ve savcıyla iletişim kurduğunu, özellikle belirli seçim dönemleri öncesi ve sonrasında bu trafiğin yoğunlaştığını öne sürüyor.
Yargı yapılanmasına sızma iddiası
İddianamede yer alan itirafçı beyanları ve tanık ifadeleri birlikte değerlendirildiğinde, sanığın örgütün talimatları doğrultusunda hareket ettiği ve devletin yargı erki içerisindeki kritik kurumlara sızmayı hedeflediği iddia ediliyor. Savcılık, sanığın örgüt hiyerarşisi içinde önemli bir konumda bulunduğunu ve yargı yapılanmasında etkin rol oynadığını savunuyor.
Sanık hakkında, "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan 15 yıla kadar hapis cezası talep ediliyor. Mahkemenin ilerleyen celselerde esas hakkındaki savunmaların alınmasının ardından davada nasıl bir karar vereceği merakla bekleniyor.