Kamuoyunda son aylarda çeşitli soruşturmalar, iddianameler ve yargı süreçleri üzerinden yoğun tartışmalar yaşanırken, emekli savcı ve halen avukat olarak görev yapan Bülent Cansu, süreci medyada ele alınış biçimiyle ilgili dikkat çeken açıklamalarda bulundu. Cansu, özellikle iddianamelerin medyada parçalı ve bağlamından kopuk şekilde aktarıldığını belirterek, hukuki değerlendirmelerin geri plana itildiğini vurguladı.
Türkiye'de gündemin yoğun olduğu dönemlerde iddianamelerin gazeteciler tarafından "cümle seçilerek" yorumlanmasının ciddi bilgi kirliliği yarattığını belirten Cansu, medya dilinin son dönemde giderek daha taraflı bir hâle geldiğini ifade etti. Bu durumun toplumsal kutuplaşmayı derinleştirdiğini belirten Cansu, yargı sürecinin siyasal tartışmaların gölgesinde kalmaması gerektiğinin altını çizdi.
Bülent Cansu açıklamasında, gazetecilerin siyasi aidiyetlerine göre iddianame bölümlerini seçerek gündem oluşturduğunu belirterek şu değerlendirmeyi yaptı:
"Kamuoyunda son dönemde sıklıkla iddianameler üzerinden tartışmalar devam etmektedir. Hangi siyasi partiye yakın oldukları fark etmeksizin gazeteciler konuya taraflı olarak bakmaktadır. İddianamelerin içerisinden cımbızla seçtikleri cümleler ile gündem oluşturmaktadırlar. Bu konuda hukukçuların görüşleri arka planda kalmaktadır. Kaotik tartışmalar üzerinden yargı mekanizmasının ve yargı mensuplarının yıpratılmasının kimseye faydası dokunmuyor."
Cansu, hukuki süreçlerin sağlıklı değerlendirilebilmesi için yorumların hukukçular tarafından yapılması gerektiğini hatırlattı. Medyanın iddianameleri tartışırken çoğu zaman bütünsel bakıştan uzaklaştığını, bunun da toplumda yanlış algılar oluşturduğunu söyledi.
Özellikle televizyon ekranlarında akşam kuşaklarında yapılan tartışma programlarına dikkat çeken Cansu, iddianamelerin uzman kişiler tarafından ele alınması gerektiğini belirterek şu çağrıda bulundu:
"TV'lerde özellikle akşam yayınlarında uzman hukukçular ile iddianamelerin tartışılması daha doğru olacaktır. Yargı konusu futbol taraftarı fanatizmine dönüştürülmemelidir."
Cansu, yargı süreçlerinin günlük siyasi tartışmaların içine çekilmesinin hem toplumsal güveni zayıflattığını hem de yargının itibarını etkilediğini söyledi.
Açıklamasında hukuk camiasının geniş bir uzman havuzuna sahip olduğunu belirten Cansu, değerli akademisyenlerin ve kariyer sahibi hukukçuların medyada yeterince yer bulamadığını vurguladı:
"Alanında uzman onlarca hukukçu ülkemizde görev yapmaktadır. Özellikle kıymetli üniversitelerimizde hukuk fakültelerinde görev yapan veya hâkim savcılıkta önemli bir kariyer yaparak emekli olan değerli hukukçularımıza bu konuda söz hakkı tanınmalıdır."
Cansu, iddianamelerin ve yargı süreçlerinin sağlıklı tartışılabilmesi için medyanın daha objektif, dengeli ve bilgi temelli bir yaklaşım benimsemesi gerektiğini belirtti.
Türkiye'de yargıya güven tartışmalarının zaman zaman gündeme geldiğini hatırlatan Cansu, sürecin doğru anlatılmasının adalete olan toplumsal güven açısından kritik olduğunu söyledi. Yargı süreçlerinin medya tarafından manipülatif şekilde ele alınmasının, hem soruşturma makamlarını hem toplumun bilgi edinme hakkını olumsuz etkilediğini ifade eden Cansu, hukuk devletinin temel ilkelerinin korunması gerektiğine dikkat çekti.