Türkiye'de uzun süredir gündemde olan 11. Yargı Paketi, Adalet Komisyonu'ndan geçerek TBMM Genel Kurulu'na taşındı. Ancak düzenleme yasama sürecinde ilerlerken, pakete yönelik eleştiriler de aynı hızla artıyor. En sert değerlendirmelerden biri, Bağımsız İstanbul Milletvekili Mustafa Yeneroğlundan geldi. Yeneroğlu, paketle ilgili yaptığı açıklamada, düzenlemeyi "kronikleşen adalet krizine gerçek çözüm sunmayan, yüzeysel bir çalışma" olarak nitelendirdi.
Paketin yürürlüğe girmesiyle birlikte 55 bin civarında hükümlünün tahliye edilmesi, benzer sayıda kişinin de açık cezaevlerine ayrılması bekleniyor. Özellikle infaz yasasında son dakika yapılan değişikliklerle bazı suçların kapsam dışı bırakılması, kamuoyu tartışmalarını daha da büyüttü. Tahliyeler ile birlikte cezaevlerinde bulunan koğuşlarda rahatlama olması bekleniyor.
Yeni düzenlemeyle, pandemi döneminde çıkarılan ve "Covid affı" olarak bilinen infaz değişikliğinin kapsamı genişletilecek. O dönem cezası kesinleşmediği için düzenlemeden yararlanamayan hükümlüler, bu kez lehe hükümlerdeki değişiklikten faydalanma şansı elde edecek. Adliyelerde ve cezaevlerinde, paketten etkilenecek hükümlüler için teknik hazırlıkların yürütüldüğü belirtildi.
Meclis'te düzenlediği basın toplantısında konuşan Yeneroğlu, Türkiye'de yargıya olan güvenin tarihsel bir dip noktada olduğunu belirterek şu ifadeleri kullandı:
"Her yeni paket kamuoyuna 'reform' olarak sunuluyor; fakat hiçbir düzenleme hukuksuzluk ortamını ortadan kaldıracak köklü değişiklikler içermiyor. Mevcut paket de günü kurtarmaya dönük yüzeysel bir çalışma."
Yeneroğlu ayrıca, son dönemde gündemde yer alan "kent uzlaşısı" soruşturmalarına dikkat çekerek seçmen iradesinin kriminalize edildiğini savundu. İktidarın sistemsel sorunları görmezden geldiğini belirten milletvekili, derinleşen adalet krizinin sadece rötuş niteliğinde düzenlemelerle çözülemeyeceğini ifade etti.
Kovid-19 sürecindeki infaz düzenlemelerinin toplumda ciddi bir eşitsizlik algısı oluşturduğunu belirten Yeneroğlu, Türkiye'nin uzun süredir "doldur-boşalt" şeklinde işleyen bir infaz döngüsüne mahkûm edildiğini söyledi. Yeneroğlu'na göre:
"Cezaevlerinin doluluğunu azaltmak gerçek bir reform değildir. Hukuki güvenceler güçlendirilmedikçe aynı sorunlar tekrar eder."
Adalet Komisyonu'nda uzun tartışmaların ardından kabul edilen 11. Yargı Paketi, önümüzdeki günlerde TBMM Genel Kurulu'nda görüşülmeye başlayacak. Düzenleme; icra-iflas hukukundan avukatlık disiplin süreçlerine, kamu ihaleleri prosedüründen sosyal medya başlıklarına kadar geniş bir alanı kapsıyor.
Genel Kurul aşamasında maddenin her birinin kamuoyunda yeniden tartışılması, siyasi aktörlerin yeni değerlendirmelerde bulunması ve hukuk çevrelerinin görüşlerinin daha görünür hâle gelmesi bekleniyor.
Harç ya da teminat yatırmadan yapılan ihalenin feshi talepleri dosya üzerinden kesin olarak reddedilecek.
Eksik teminat yatıranlara iki haftalık kesin süre verilecek. Süre bittikten sonra talep düşecek.
Bir yıl içinde gerçekleştirilen ve alışılmış hediye kapsamına girmeyen karşılıksız tasarruflar iptal edilebilecek.
Evlatlık, kayın hısımları, kan hısımları ve ortak konutta yaşayan kişiler arasında gerçek değerinden uzak yapılan işlemler bağışlama sayılarak hukuki işleme tabi tutulacak.
Başvuru için esas alınacak tutar, davanın açıldığı tarihteki değer üzerinden belirlenecek.
Disiplin cezaları yeniden yapılandırıldı: uyarma, kınama, para cezası, işten çıkarma, meslekten çıkarma.
Beş yıl içinde tekrar disiplin suçu işleyen avukata bir derece ağır ceza uygulanacak.
İtirazen şikâyet başvurularında haklılık oranına göre bedel iadesi yapılabilecek. Ancak başvurunun reddi ya da ihalenin iptali durumunda iade yapılmayacak.
Yargı Paketi'nin Genel Kurul gündemine yaklaştıkça, reformun niteliğine ilişkin tartışmaların daha da yoğunlaşması bekleniyor. Türkiye'de yargıya güvenin artırılması, hukukun üstünlüğünün güçlendirilmesi ve adalet sisteminin şeffaflaştırılması gibi temel beklentilerin bu paketle karşılanıp karşılanmayacağı ise önümüzdeki süreçte daha net ortaya çıkacak.